Ülkemizde
gündem ne kadar hızlı değişiyor farkında mısınız? Her yeni güne yepyeni bir
olayla uyanıyoruz. Velev ki olay yok, gündem cambazları boş durur mu hemen yaratıyorlar. Sakin geçen bir günümüz yok. Duramıyoruz. Duranın yandığı bir oyun bu adeta. Ya da bir çeşit halkı
uyuşturma yöntemi. Tenis maçı gibi. Hep gözler topta. Gözünüzü ve aklınızı size
sunulan gündemden ayıramıyorsunuz. Transa geçiyorsunuz bir müddet sonra. Beyin
uyuşuyor. Gerçeklerden, sorunlardan uzaklaşıyor. Son günlerde gündem değiştirme işinin üstadlarından
başbakan yardımcısı Bülent Arınç sahnelere geri döndü. Tam gözyaşlarıyla bakan Davutoğlu başrolü kapmak üzereyken “hop” dedi. Ben varım burada. Ve perde
açıldı…
Bir
İzmir ziyaretinde, kendi deyimiyle “çağdaş” yaşayan insanlara yönelik “hayat
içkiden ve seksten ibaret değildir” diyerek nutkumuzun tutulmasına neden olan Sayın
Arınç şimdi de meclis çatısı altında kadınlara dair konuşma yapan CHP vekili
Nazlıaka’ya “evli ve çocuklu bir kadın böyle konuşamaz, utandım” diyerek ahlak
dersi vermeye kalkıştı. Arınç’ın
ahlak polisliğine tepkiler çığ gibi büyürken yeni bir hamle geldi. Bu
sefer Arınç BDP vekili Kışanak’ın Diyarbakır Cezaevi’nde yaşadığı işkencelere
dem vurarak muhteşem bir salvoyla gündemi değiştiriyordu. Hem de ne değiştirme.
Kimsenin yalanlayamayacağı Diyarbakır Cezaevi’ndeki işkencelere maruz kalmış
bir kadın siyasetçiyle empati kuruyordu. O da yetmiyor gazetelerin manşetine
konu olacak şekilde Öcalan’ın gençliğinden bahsediyordu. Öğrenci yurdunda namaz
kıldığını belirterek vicdanları yokluyordu. Herkesin ilgisi meclisteki ahlak polisliğindeyken gözleri başka konuya çeviriyordu. Mahzun bir ifadeyle hak veriyordu bir kadın vekile. İki damla gözyaşı var mıydı? Henüz
yok. Ama yakındır.
Tüm
bunlar yaşanırken Konya’dan bomba haber düşüyordu basına. Şeb-i Aruz
törenlerinde başbakanın talimatıyla ilk defa siyasilere konuşma yasağı
getiriliyordu. Bundan önceki törenlerde CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu’nun gördüğü ilgiyi hesaba katarsak, başbakanın bu yasağına çok
şaşırmamak gerek. Ama yasağa takılan yok tabi. Tüm gündem arapsaçına dönmüş. Bu
tür yasaklar artık haber değeri taşımıyor, kanıksanmış. Sahnede sadece bir kişiye yer var. O da yerini
almış, oyununu oynuyor. İzliyoruz.
Aklıma
bir şarkı geliyor. Cambaz. Yıl 1977. Sözlerini Mehmet Teoman yazmış: “Cambaz,
ip üstünde oynuyor. Cambaz, ip üstünde ağlıyor. Hayat ip üstünde geçiyor”. O
kadar uygun ki halimize. Hayatımız bir ip üzerinden yönetiliyor. Ama orada bize
yer yok. Birileri konuşuyor, düşünüyor, belirliyor. Biz izliyoruz. "Durun bir
dakika söyleyecek sözümüz var" diyoruz. Bakıyoruz ki rüzgar tüm kelimeleri
süpürmüş. Yeni gündemimize bakıyoruz.
Bu kısırdöngü ne zaman değişecek diye
düşünüyorum. Ben düşünürken başbakanın kuvvetler ayrılığından rahatsız olduğuna
yönelik yeni bir haber düşüyor medyaya. Kucağımızda nur topu gibi bir
gündemimiz var yine. Acaba diyorum gerçekten Şirince’ye mi kaçsak?
Oyunda yeni perde açılıyor. İyi seyirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder