Sol yanım...

12 Mart 2014 Çarşamba

Emek ve Kadın


Emek ve Kadın

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü idrak ederken, “emek” ve “kadın” sömürüsü yapanları da unutmadık, unutmayacağız!

Kadınların hak ve özgürlüklerine müdahale eden, kürtaj hakkını yasaklama girişiminde bulunan, kadın cinayetlerine göz yuman, özgürlüğü baş örtüsü ile sınırlı tutup bunun dışındaki giyim kuşam özgürlüğünü kısıtlamaya çalışan, din ve devlet işlerini birbirine karıştırıp bunun üzerinden ülkenin tüm yapı taşlarını yerinden oynatan, kadınlara demokratik hak ve hürriyetlerini tanımış Cumhuriyet devrimleriyle hesaplaşmaya çalışan AKP zihniyetini unutmadık, unutmayacağız.

Kadınları 3 çocuk doğurtup eve hapsetmeye çalışan, 40 günlük Ayaz bebek soğuktan donup ölürken kılı kıpırdamayan, tecavüze uğrayan kız çocuklarını mahkeme salonlarında yalnız bırakan, kadına karşı şiddete yönelik gerekli yasal düzenlemeleri yapmayan, ilgili bakanlıktan “kadın” adı çıkarılırken sessiz kalan, makamlarını sadece kendi kişisel kariyerleri için kullanan, AKP’nin  Aile ve Sosyal Politikalardan Sorumlu sözde kadın ama zihniyette feodal ve itaatkar bakanlarını unutmadık, unutmayacağız.

Yoklukla evladını büyütüp, okutmaya hayatını adamış ve sonra binbir emekle büyüttüğü yavrularını devlet faşizmine kurban etmiş, bir başsağlığı bile çok görülmüş, duruşmaları bile sürgün edilmiş ve hatta evlat acısına dayanamayıp canını yitirmiş Mehmet’in, Ali İsmail’in, Ethem’in, Abdocan’ın, Medine’nin, Ahmet’in analarına evlat acısı yaşatanları unutmadık, unutmayacağız.

AKP zihniyeti kadınlara adeta soykırım uygularken, sol cenahta siyaset yapan kadınlar olarak özeleştirimizi de yapmamız  gerekmektedir;

Yüreği kanayan, emeği sömürülen, yok sayılan, zulüm gören kadınların sesini ne kadar duyurabildik sizce?

Bırakın toplumdaki kadın sorunlarını duyurmayı, biz kadınlar siyasette birbirimize ne kadar “destek” ne kadar “yoldaş” olabildik?

Bir tecavüz davasında ya da kadına karşı bir şiddet vakasında ne kadar varlık gösterebildik?

Örgüt emekçisi kadın yoldaşlarımızın ne kadarını adaylığa kadar taşıyabildik?
Yoksa karar vericiler yine sırtımızı dayadığımız erkek egemen yapı mı oldu?

Genel Başkan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na bağlı ana kademeden önemli konularla ilgili manifesto niteliğinde madde madde duyurular, çözüm önerileri  yayınlanıyor. Ve bu maddeler basında ciddi yankı uyandırıyor. Peki biz kadınlar adına bir manifesto yayınlayabildik mi? Kadınların sorunlarına etkin çözümler üretebildik mi?

Tüm bunları bir kenara bırakın ana muhalefet partisinin kadın kolları kadınları “örgütleyebildi” mi? Sokaklarda örgütlü kadın eylemleri gerçekleştirebildi mi?

“Sol” söylemi sözde değil özde özümsemek lazım… Mücadeleyi kişisel ikbalimiz için değil tüm kadın yoldaşlarımız için yürütmek lazım… İşte o zaman gerçek bir sol cehpe açmış, etkili kadın muhalefetinin yolunu aydınlatmış oluruz.

Ezcümle; yürekli ve emekçi tüm kadınların her türlü emek hırsızından hesap soracağı gün 30 Mart’tır. Önce karanlık AKP zihniyetini sandığa gömeceğiz, daha sonra parti içi demokrasi mücadelemize devam edeceğiz. Yeter ki birbirimize güvenelim, inanalım, işbirliği yapalım…

Kadınlar gününüz kutlu olsun. Daha aydınlık, daha çağdaş, daha ileri bir Türkiye dileğiyle…

Elfin Tataroğlu
CHP İzmir Kurultay Delegesi










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder