Sol yanım...

22 Şubat 2014 Cumartesi

İSYAN


İSYAN

Yürek isyan etmeden bilek nasıl güçlensin? İsyanımız olmasa her türlü bozuk düzene, neden rahatımızı bozup siyasetle uğraşalım ki? Elbette bu isyanımızı dile getireceğiz. Kişisel bekaları için dili bağlananlardan olmayacağız... Kişisel çıkarları ve beklentileri için gözleri mühürlenenlerden olmayacağız... İsyanımızdan güç alıp mücadele edeceğiz...

Şimdi ortalık toz duman... Adayların açıklanması her partide çalkantılara sebep oldu. Bu bir noktaya kadar doğaldır da... Şaşırmamak lazım... Yerel seçim demek rant demek çünkü... Genel seçim ise hukuki korunma demek kirli siyasetin literatüründe... İşte bu tür amaçları olanlar için ortada duran pastadan pay almak çok önemli. Tüm kavganın nedeni de bu... İşte AKP zihniyetini görüyoruz. Rant, talan, çıkar, ihale üzerine kurulu kirli ilişkiler...

Peki kişisel çıkarları için siyaset yapanları bir köşeye bırakalım. Öbür tarafta yaşantısını ve huzurunu bozma pahasına siyaset yapan, emek sarfeden, idealist insanlar neden bu ortamda mücadele veriyor dersiniz? Belki de birçok kereler siyasette yollarının kesilmiş olmasına rağmen, profesyonel siyasetçiler tarafından çemberin dışına itilmiş olmalarına rağmen hala bu çabaları niye hiç düşündünüz mü?

Ben size kısaca açıklamaya çalışayım;

Bu kirlenmiş ortamda siyaset yapmaya çalışıyorum çünkü; omuzlarımda evinde oturan ve istediği kanalı izleme hürriyetine dahi sahip olamayan, eşinin ve ailesinin her türlü baskısıyla bir ömrü eziyetle geçirmek zorunda olan, örselenen, konuşamayan, kalbi yaralı kadınların sorumluluğunu hissediyorum...

Bu kirlenmiş ortamda siyaset yapmaya çalışıyorum çünkü; Buz gibi havada ayağında terlikle okula giden, her türlü nimetten uzak bir dağ köyünde büyümeye çalışan yavrunun derdini yüreğimde hissediyorum... Ona da bir gün akranlarının yaşadığı gibi bir hayat sunma ihtimalimiz bana güç veriyor...

Bu kirlenmiş ortamda siyaset yapmaya çalışıyorum çünkü; Ali İsmail’e vurulan her tekmeyi 10 yaşındaki oğluma vurulmuş gibi hissediyorum. Ali İsmail’in, Abdocan’ın, Mehmet’in, Ethem’in, Medeni’nin, Ahmet’in sadece özgürlükleri için verdikleri mücadeleyi, kişisel çıkarlar için verilen mücadeleden çok daha kutsal görüyorum...

Bu kirlenmiş ortamda siyaset yapmaya çalışıyorum çünkü; 850 TL. asgari ücretle 3 çocuk okutan babanın evinde ocak tütsün diye verdiği çabaya katkı sunmak istiyorum. Onun refah içerisinde yaşaması için yeteri kadar siyasal mücadele verdiğimi hissettiğim zaman rahat uyuyabiliyorum sıcak yatağımda...

Bu kirlenmiş ortamda siyaset yapmaya çalışıyorum çünkü; Beni besleyen, yaşatan, nefes almamı sağlayan bir ideolojim var. Herkesin eşit, özgür, refah içinde yaşadığı bir ülke özlemi beni dinç tutuyor. Mücadele gücü veriyor. Varlıkları yok sayılanların, etnik kökenleri ve mezhepleri dolayısıyla dışlananların, köşesine çekilmiş kendini öteki hissedenlerin sesini duyurabilme ihtimali beni bu mücadelenin içinde ayakta tutuyor...

İşte bu yüzden hiç kimse bize isyan etmeyin demesin. Biz her türlü zalimin düzenini bozana kadar bu mücadeleye devam edeceğiz.

Gencecik çocukların canlarını verdiği bu yolda, onların analarının derdi benim derdimdir. Tek düşüncesi rant olanlarla da, çıkarları için siyaset yapanlarla da, zalimlerle de mücadeleye  bir ömür feda olsun...

Saygılarımla,
Elfin Tataroğlu
CHP İzmir Kurultay Delegesi



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder