İSYAN
Yürek isyan etmeden bilek nasıl güçlensin?
İsyanımız olmasa her türlü bozuk düzene, neden rahatımızı bozup siyasetle
uğraşalım ki? Elbette bu isyanımızı dile getireceğiz. Kişisel bekaları için
dili bağlananlardan olmayacağız... Kişisel çıkarları ve beklentileri için
gözleri mühürlenenlerden olmayacağız... İsyanımızdan güç alıp mücadele
edeceğiz...
Şimdi ortalık toz duman... Adayların açıklanması
her partide çalkantılara sebep oldu. Bu bir noktaya kadar doğaldır da... Şaşırmamak
lazım... Yerel seçim demek rant demek çünkü... Genel seçim ise hukuki korunma
demek kirli siyasetin literatüründe... İşte bu tür amaçları olanlar için ortada
duran pastadan pay almak çok önemli. Tüm kavganın nedeni de bu... İşte AKP
zihniyetini görüyoruz. Rant, talan, çıkar, ihale üzerine kurulu kirli
ilişkiler...
Peki kişisel çıkarları için siyaset yapanları bir
köşeye bırakalım. Öbür tarafta yaşantısını ve huzurunu bozma pahasına siyaset
yapan, emek sarfeden, idealist insanlar neden bu ortamda mücadele veriyor
dersiniz? Belki de birçok kereler siyasette yollarının kesilmiş olmasına
rağmen, profesyonel siyasetçiler tarafından çemberin dışına itilmiş olmalarına
rağmen hala bu çabaları niye hiç düşündünüz mü?
Ben size kısaca açıklamaya çalışayım;
Bu kirlenmiş ortamda siyaset yapmaya çalışıyorum
çünkü; omuzlarımda evinde oturan ve istediği kanalı izleme hürriyetine dahi
sahip olamayan, eşinin ve ailesinin her türlü baskısıyla bir ömrü eziyetle
geçirmek zorunda olan, örselenen, konuşamayan, kalbi yaralı kadınların
sorumluluğunu hissediyorum...
Bu kirlenmiş ortamda siyaset yapmaya çalışıyorum
çünkü; Buz gibi havada ayağında terlikle okula giden, her türlü nimetten uzak
bir dağ köyünde büyümeye çalışan yavrunun derdini yüreğimde hissediyorum... Ona
da bir gün akranlarının yaşadığı gibi bir hayat sunma ihtimalimiz bana güç
veriyor...
Bu kirlenmiş ortamda siyaset yapmaya çalışıyorum
çünkü; Ali İsmail’e vurulan her tekmeyi 10 yaşındaki oğluma vurulmuş gibi
hissediyorum. Ali İsmail’in, Abdocan’ın, Mehmet’in, Ethem’in, Medeni’nin,
Ahmet’in sadece özgürlükleri için verdikleri mücadeleyi, kişisel çıkarlar için
verilen mücadeleden çok daha kutsal görüyorum...
Bu kirlenmiş ortamda siyaset yapmaya çalışıyorum
çünkü; 850 TL. asgari ücretle 3 çocuk okutan babanın evinde ocak tütsün diye
verdiği çabaya katkı sunmak istiyorum. Onun refah içerisinde yaşaması için
yeteri kadar siyasal mücadele verdiğimi hissettiğim zaman rahat uyuyabiliyorum
sıcak yatağımda...
Bu kirlenmiş ortamda siyaset yapmaya çalışıyorum
çünkü; Beni besleyen, yaşatan, nefes almamı sağlayan bir ideolojim var.
Herkesin eşit, özgür, refah içinde yaşadığı bir ülke özlemi beni dinç tutuyor. Mücadele
gücü veriyor. Varlıkları yok sayılanların, etnik kökenleri ve mezhepleri
dolayısıyla dışlananların, köşesine çekilmiş kendini öteki hissedenlerin sesini
duyurabilme ihtimali beni bu mücadelenin içinde ayakta tutuyor...
İşte bu yüzden hiç kimse bize isyan etmeyin
demesin. Biz her türlü zalimin düzenini bozana kadar bu mücadeleye devam
edeceğiz.
Gencecik çocukların canlarını verdiği bu yolda,
onların analarının derdi benim derdimdir. Tek düşüncesi rant olanlarla da,
çıkarları için siyaset yapanlarla da, zalimlerle de mücadeleye bir ömür feda olsun...
Saygılarımla,
Elfin Tataroğlu
CHP İzmir Kurultay Delegesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder