Bahtı kömür karası memleketim…
Madenden kurtarılan işçi ambulansa
bindirildiğinde “Çizmelerimi çıkarayım mı? Sedye kirlenmesin” dedi ya… İnsanlığımdan
utandım…
Yediğim lokmadan, giydiğim hırkadan utandım…
Yıllardır vahşi sömürü düzeninde
ezilmiş işçinin, ölümle pençeleşirken bile devletin sedyesini düşünmesinden ama
ona ve emeğine zerre kadar değer vermeyen devletimden utandım…
Yüreğimize ateş Soma’dan düştü. 13
Mayıs’tan beri kalbimiz yerin 2 kilometre altında atıyor. Zor koşullar altında çalışan
maden işçilerinin yaşamlarını teneffüs ettik bu katliamla... İnsan hayatının ne
kadar önemsizleştiğini bir kez daha gördük. Bugüne kadar yokluktan, imkansızlıktan,
sahipsizlikten sesini çıkaramayan maden işçilerinin acı çığlığını duyduk. Ve
sarı sendikalardan bir kez daha utandık!
İşini, aşını kaybetmemek için bugüne
kadar konuşamayan bir işçinin, acısının şiddetiyle maaşını soran gazeteciye
haykırışını duyduk: “Ne maaşı? Biz köleyiz! Burada yevmiye 40 TL.!”
İnsan hayatı günde 40 TL.’ye satılıyordu
bu can pazarında… Derdi büyük ihaleler, köprüler, üst geçitler olan iktidar için
“olağandı” bu katliam… Bu işin fıtratında vardı. Allah yazmıştı, olurdu böyle şeyler…
Maden işletmecisinin suçu yoktu, ilgili bakanlıkların suçu yoktu, yıllardır
sindirilmiş sendikaların suçu yoktu… Kadere bağladılar, adına da şehit dediler.
Ve kömür karasında terk ettiler hayatını yitiren maden işçilerinin faillerini…
Esas sorunumuz yıllardır sınıfsal mücadelenin
bir siyasi yol olmaktan çıkarılmasıydı. Güçlü sendikalaşma ve güçlü sınıfsal mücadele
sesini çıkaramayacak kadar yok edildi. AKP iktidarı, yolunu kimlik siyaseti üzerinden
buldu. Çoğunlukçuluğa dayadı sırtını… Bu kolaylık onlara rahat geldi. Nasıl
gelmesin?
Kapitalizmin tüm acımasız yüzüne
maruz kalan işçiler bile ona oy verebiliyordu artık… Böyle bir düzeni başka
hangi yolla kurabilirdi? Ezecekti sendikanın başını, ezecekti işçiyi, zaten
yoklukla imtihan halindeyken mücadele zordu, kuracaktı zalimlerin düzenini…
Kurdu da…
Şimdi olağanlaştırmaya çalışıyorlar
bu katliamı… Günde 40 TL yevmiye için yerin 2 kilometre altında çalışan işçilerin
iş güvenliklerini, sendikal haklarını , yaşam haklarını yok saymaya çalışıyorlar…
Bense utanıyorum böyle yönetilmekten… Bu sömürü düzeninden utanıyorum…
Ve merak ediyorum; Soma’daki can
pazarını gördükten sonra iktidara geldiklerinden beri gitgide artan
zenginliklerinden, bu iktidar yetkilileri hiç mi utanmadı? Sahi hiç utanma
olmaz mı memleketi yöneten insanlarda?
Kurdukları adaletsiz düzenden,
ezdikleri işçiden, o anaların bacıların çığlığından hiç utanmadılar mı?
Aylık 900 TL’ye çalışan maden işçisinin
sırtına basıp zalimlerin iktidarını kuranların yüzü karadır artık… Ama en çok
bunlar tarafından yönetilmeye mahkum bırakıldığı için memleketimin bahtı karadır…
Kara…