DENGE
Son
günlerde dilimde hep Zülfü Livaneli’nin seslendirdiği bir şarkı var. Nereden
girdiyse aklıma tekrarlayıp duruyorum:
Elim sanata düşer usta
Yürek acıya
Ölüm hep bana bana mı bana mı
Düşer usta
Sevda ne yana düşer usta
Hicran ne yana
Yalnızlık hep bana bana mı bana mı
Düşer usta
Ve gündemle her daim meşgul, memleket sevdalısı
gönlüm soruyor kendi kendine; Diyarbakır ne yana düşer usta? İzmir ne yana?
Ya da yanyana düşerler mi? Memleketin doğusu kadar
batısı da memnun kalır mı yaşanacaklardan?
Bu durumda iktidarın terazisi hep bir yana ağır
basıyor. Çünkü barış söylemleriyle başlatılan süreçte en eksik nokta “denge”.
Başbakanın henüz bu yazı yazılırken onaylamadığı fakat genel olarak şekillenmiş
akil insanlar listesinde bir tane Atatürkçü-laik isim görebilecek miyiz acaba? Yoksa
çoğunluk “yetmez ama evetçilerden” mi oluşacak?
Benim kanaatim başbakan sürece tam destek veren
isimlerden oluşturacak listeyi. Çünkü dengeye ihtiyaç duymuyorlar. Toplumsal uzlaşıyı
önemsemiyorlar. Terazi Diyarbakır merkezli, İmralı-PKK ağırlıklı tartıyor.
Diyarbakır’dan kastım; 21 Mart’ta ki Nevruz mitingi ve onun peşi sıra
yaşananlardır. 2013 Nevruz’u Türkiye için hayati bir dönüm noktasıdır.
Öcalan’ın mektubunun büyük bir coşkuyla okunması ve ardından mektuptaki
detayların günlerce tartışılması, bir zamanlar gümbürtü koparan “düz ovada
siyaset yapsınlar” tanımının gerçekleşmeye başladığının ilk sinyalleridir.
Ardından kapıda genel af bizleri bekliyor olacak.
Terörün bitmesi bu topraklarda yaşayan herkesin
ortak temennisi. Burada önemli olan memleketin doğusu ve batısı arasındaki
beklenti dengesini sağlamak. Bu denge ancak batıya kulak vermekle mümkün olur.
Belli bir kesimi sürecin tamamiyle dışında tutmak, ileride telafisi mümkün
olmayan hasarlar açacaktır.
Tüm bunları defalarca yazmaktan ve konuşmaktan
dilimizde tüy bitti. Ama hükümet ısrarla süreci tek yönlü sürdürmeye devam
ediyor. Bu ısrar, toplumda nefret söylemlerini de peşi sıra getiriyor. İşte
uzun süredir duymadığımız “vur de vuralım, öl de ölelim” sloganları atılmaya
başlandı. Şimdi bu söylem üzerinden yürüyecek olan bir MHP ve kimseyi umursamadan
yoluna devam edecek olan AKP ve BDP toplumu tehlikeli boyutlara varacak kadar
gerecekler. Bu gerginlik en çok gençleri etkileyecek. Umuyorum sağduyu kazanır
ve o kötü günleri hiç görmeyiz.
Yoksa bu sefer bizi kimse kurtaramaz bu girdaptan!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder