Sol yanım...

21 Ocak 2013 Pazartesi

UĞUR MUMCU’YU ANLAMAK...


Bu sene Adalet ve Demokrasi Haftası’nın 20. yılında Uğur Mumcu’yu saygıyla ve özlemle anıyoruz. 24 Ocak 1993’de evinin önünde hain bir suikaste kurban gidişinin üzerinden 20 yıl geçti. 20 Yıl boyunca toplumun geniş kesimi tarafından fikirleriyle anıldı Uğur Mumcu ve anılmaya da devam edecek.

Bu yıl Mumcu’nun anılacağı Adalet ve Demokrasi Haftası’na girme arifesinde başbakanın bir açıklaması dikkatimi çekti. Başbakan ziyaret için gittiği Gaziantep’de "Bu ülkede ulusalcı geçinenler önümüzü kesmeye çalıştılar. Kesemediler, kesemeyecekler. Ulusalcıların uzantısı olmaya aday olanlar bizden bir şey beklemesinler” diyerek, ulusalcılara duyduğu öfkeyi açık etti. Ben bu açıklamasının aslında bilinçaltının bir tezahürü olduğunu düşünüyorum. Başbakanın, Mumcu’nun anılacağı bir haftanın eşiğinde “ulusalcıların uzantılarına” seslenmesi aslında manalı bir mesajdır. Bu mesajı doğru okumak, iktidar nezdinde akibetimizi görmek için doğru anlamak gerekir.

Bilmem farkında mısınız AKP iktidarının hüküm sürdüğü son 10 yıl boyunca ulusalcılık gitgide itibarsızlaştırıldı. Faşist olmakla eş tutuldu. Bunu sağlayan sadece AKP olsa iyi. Solun kendi içinde de üvey evlat muamelesi yapılmaya başlandı ulusalcılara. Ulusalcılığın sosyalist düşünceyle zıt olduğunu savunan solcular, AKP’den çok ulusalcılara vurdular. Hatta bu öfkesine yenik düşenler ulusalcılarla aynı safta yer almamak için “yetmez ama evetçi” dahi oldular. Aynı zihniyet hem sosyalist hem Atatürkçü olunamayacağını da savunuyordu ne yazık ki. Yazık gerçekten çok yazık…

Yazık çünkü hem sosyalistlerin hem ulusalcıların yürekten, özlemle andığı Uğur Mumcu ikisinin bir arada olabileceğini düşünüyordu. Bu konuyu sanıyorum ki en iyi Mumcu’nun ifadeleriyle açıklayabiliriz. O zaman gelin Mumcu’nun 1985 yılında Saçak Dergisi’ne verdiği bir mülakata göz atalım. Mumcu sosyalizmle ulusalcılığı bakın nasıl harmanlıyor: Sosyalist eğilimli bir insanım - sonra tanımlayacağım, nasıl bir sosyalist görüşte olduğumu. Sosyalizm İdeolojisi evrensel bir ideoloji... Kültür gibi, onun da evrensel kaynakları var. Bu kaynakları incelemeye çalıştım. Ütopik sosyalizmden yola çıkarsınız; Karl Marks, Engels, Lenin, Kautsky, Bernstein, Rosa Luxemburg, Stalin, Sovyet devrimi, bunları incelersiniz. Avrupa sosyalizmini 1830-1848 çalkantısını okursunuz. Avrupa Komünizmini değerlendirirsiniz. Bunlar, evrensel sosyalist kültürün genel kaynaklarıdır ama yalnızca bu yetmez; yaşanan güncel olayları da izlemeniz gerekir, izlemeniz gerekir ki, dünyadaki sosyalist gelişmeleri ya da sosyalizm adına savunulan politikaları yakından bilesiniz.
Asıl ağırlık verdiğim nokta ulusal gerçeklerdir. Ulusal gerçeklerden de kastım şudur: Hiçbir teori, bir ülkede tümüyle uygulanamaz. Örneğin bugün çok yaygın bir deyim olan sosyal demokrasi, gelişmiş sanayi toplumlarının ürünüdür. Gelişmiş sanayi toplumları da bugünkü gelişme düzeylerine, emperyalist sömürü ve sömürgeci yönetimlerle gelmişlerdir. Onun için Türkiye'de "ben sosyal demokratım" diyen bir insanın, herhalde bir Alman sosyal demokratından, bir Fransız sosyal demokratından farklı yanları olması gerekir. O farklı yan anti-emperyalizmdir.” (Saçak Dergisi mülakatını http://elfintataroglu.blogspot.com/2012/11/solun-sorunlari.html ‘dan okuyabilirsiniz.)

Mumcu’nun tarifi çok açık aslında. Sosyalist düşünce çatısı altında, anti-emperyalizm ortak paydasıyla, ulusal düşüncede farklılaştırıyor kendini.Yani bu topraklarda yaşayanlar kendi gerçekliğine göre yorumlamalıdır sosyal-demokrasiyi ya da sosyalizmi diyor. Bunun neresine itiraz edilebilir acaba? Ama içinde bulunduğumuz süreç bu görüşü reddediyor. Ve görünen o ki önümüzde ki 20 yıl içerisinde ulusalcılar ciddi bir ötekileştirilme prosesine girecekler.  Emperyal güçlerin isteği bu yönde. Ve bu süreç çoktan işlemeye başladı.

Hakikati söylemek zordur. İnsan gözünü hep gerçeklerden kaçırır. Ama gerçekler kaçmaz. Bir duvar gibi önümüze dikilirler. Ben her vicdanlı solcunun içinde bir yurtsever olduğuna inanırım. Bu bağlamda da Mumcu’nun fikirlerinden yola çıkarak içinde bulunduğumuz bir tehlikeye işaret etmek istedim. Umuyorum ki Mumcu’yu anarken onun fikirlerini de anlamaya ve yaşatmaya çalışırız. Çok geç olmadan…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder