Sol yanım...

13 Aralık 2013 Cuma

Siyasette nezaket: Meclis TV ve Lojmanlar...


Siyasette nezaket: Meclis TV ve Lojmanlar...

Son günlerde T.B.M.M. kürsüsünden  sarf edilen sözler akıllara durgunluk getiriyor. AKP kadroları iktidara geldiği ilk günden bu yana kavgacı, tehditkar ve yakışıksız üsluplarıyla Türkiye’de siyasi nezaketi ayaklar altına aldılar.

Geçmiş yıllarda mecliste bu tür tartışmalar yaşanmıyor muydu? Elbette yaşanıyordu... Tartışmak, müzakere etmek demokrasinin gereği zaten... Fakat birbirinden nefret edercesine, öldüresiye, hakaretlerle konuşmak, meseleleri çözümden uzaklaştırıp kutuplaşmaya sürüklüyor. Yönetimin en tepesinde yaşanan bu gerginlik ise tabana kadar yayılıyor. Sonra işte patlamaya hazır gergin bir toplum yapısı ortaya çıkıyor.

Siyaseten karşıt olmak, farklı düşünmek muhalefet milletvekillerine meclis kürsüsünde “terbiyesizler” diye bağırma hakkını doğurur mu? Bu sorunun yanıtı elbette; “Hayır.”

Peki mecliste nezaketi neden yitirdik sizce?

Siyasette nezaketi yitirmemizin nedenlerini çok boyutlu düşünmek gerek... 12 Yıldır süregelen yönetimin, ayrıştırıcı, ötekileştirici, hatta yok sayan ve çoğu zaman üstten bakan üslubu mevcut gergin ortamın temel taşlarını oluşturdu diyebiliriz.

Fakat ben bu yazımda sizlere, gözden kaçan ve AKP döneminde kapatılan Milletvekili Lojmanları ve Meclis TV.’den biraz bahsetmek istiyorum.

Yönetim alan yazınında, işletmelerin ya da kurumların işleyişini etkileyen “yumuşak” ve “sert” faktörler vardır. Bu iki faktörü siyasette örneklemek  gerekirse; Siyasi grupları, onların politikaları ve programlarını hesaplanabilir, ölçülebilir ve tanımlanabilir sert unsurlar olarak ele alabilir, insan faktörünü, sosyal yaşamı ve insanlar arası ilişkileri hesaplanamayan, öngörülemeyen “yumuşak” faktörler olarak tanımlayabiliriz.

İşte tam da bu noktada vekiller arası diyalog ve hoşgörünün kurulmasına çok etkisi olan ve AKP iktidarıyla kapanan “Milletvekili Lojmanlarına” değinmek istiyorum. 1999 Seçimlerinden sonra annemin DSP İzmir milletvekili seçilmesiyle ben de bir dönem lojman yaşamını tecrübe etme şansına sahip oldum.   

O günleri yaşayanlar hatırlayacaktır lojmanları... Seçmenler tarafından belki de pek sevilmeyen, “bu vekiller de fazla lüks yaşıyor; lojmanlar, maaşlar...” diye eleştirilen ama aslında farkında olmadan vekiller arası hoşgörü ortamının oluşturulduğu ortak bir yaşam alanıydı lojmanlar...

Size kısaca tarif etmem gerekirse; 2 tane çok katlı bloktan ve belirli sayıda villadan oluşan bu lojmanların içinde ortak restoran, kuaför ve yürüyüş alanları yer almaktaydı.

Şimdi belki diyeceksiniz ki: “Meclisteki gerginliğin lojmanlarla alakası ne?”

İnanın ki alakası çok. Siz belki de akşam asansörde karşılaşacağınız komşunuza ağzınıza gelen küfrü edebilir misiniz?

Ortak yaşam alanının uzlaşı üzerindeki etkisi, akademik alanda kesin olarak tarif edilen Japon ve Amerikan yönetim tarzı arasındaki fark kadar açık ve nettir. Örnek vermek gerekirse; gündüz mecliste kıyasıya tartıştığınız kişi akşam belki de yüzyüze  bakacağınız, selam verip hatır sormak durumunda kalacağınız ve hatta yemek yerken sofranıza buyur etmek durumunda kalacağınız bir “çalışma arkadaşınızdır” aslında.

Lojmanlarda çoğu zaman farklı partilerden komşularınız olur. Komşularınızın ister istemez özel yaşantılarına, aile içi tartışmalarına dolaylı da olsa şahitlik etmiş olursunuz. Ama inanın ki bugünkü rezil siyasetin, yani özel hayatı afişe etmelerin yanından bile geçmeyen bir siyasi kültür vardı o yıllarda... Herkes herkesi bilir ama saygı gösterir, susardı...

Ve aslında vekil lojmanlarının  yarattığı bu “hoşgörü” ve “çalışma arkadaşlığı” ortamının önemini bilen AKP işe orayı yok etmekle başladı. Ve işte aslında tüm kurum ve işletmelerde dikkate alınması gereken ve bireyler arası etkileşimi kuvvetlendiren “yumuşak” faktörleri gözardı etti.

Lojmanların dışında bir diğer önemli faktör, meclisin çalışma saatleri esnasında canlı olarak halka ulaşmasını sağlayan Meclis TV’nin kapatılması oldu. İnanın ki Meclis TV’nin açık olduğu yıllarda saat gece 03:00 bile olsa vekiller oturmalarına, kalkmalarına, sözlerine dikkat ederlerdi. Üstelik halk seçtiği vekillerin çalışmalarını izleme şansına sahip olurdu. Yani bir nevi şeffaf yasama/yönetim ve örtülü denetim mevzu bahisti...

Lojmanlar ve Meclis TV vekillerin halkla ve birbirleriyle ilişkilerini etkileyen birçok unsurdan sadece ikisi... Bunun gibi siyasette nezaketin kromozomlarıyla oynayan nice uygulamayı AKP iktidarında yaşadık. Ve sonunda da birbirine öfkeyle saldıran, hakaret eden, kimi zaman üstten bakan ve tüm bunları izlerken utanan, hayıflanan bir topluma döndük...

Umuyorum ki AKP, iktidara gelirken peşinden getirdiği “siyasi nezaketsizliğinden” bir an evvel arınır. Yoksa bu gidişle haberleri izlerken çocuklarımızı ekranlardan uzak tutmamız gerekecek...

Ve unutmayalım ki; İtibarı gitgide kaybolan ve işlevsizleştirilen meclis hepimizin meclisi... Daha fazla raydan çıkmadan biraz nezaket, biraz sağduyu...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder