Sol yanım...

30 Mayıs 2012 Çarşamba

KURTLARLA DANS...




Kurtlarla dans zordur... Hele ki masum, tatlı kuzular için çok daha zor...

İl Başkanlığından beri mahallenin ağabeyi imajıyla halka hitab etmeye çalışan başbakan bu sefer mahallenin raconuna uymadı... Kadınların mahremine yönelik açıklamalarıyla fitili ateşledi, arkası iplik söküğü gibi geldi...

Mertlik bozuldu bir kere... Halbuki mahalle raconunda kadınla laf dalaşına girmek yoktur. Hele kadının özeline girmek hiç yoktur. Daha evvel devletin en üst kurumunun yatak odamıza kadar geldiğini söylemiştik. Şimdi nereye geldiğini söylemeye dilimiz varmıyor, terbiyemiz el vermiyor.

Sol bakış açımız hasebiyle her türlü platformda erkeklerle eşit tartışmaya her zaman hazırız. Fakat... Fakatı çok önemli...

Açılan “kürtaj” tartışması, mahiyeti itibariyle kadınları ve ortak payda itibariyle ancak ve ancak eşlerini ilgilendirir.. Ha bir de işin tıbbi boyutu olduğundan doktorları... İşte “fakat” burada devreye giriyor. Böyle özel bir konuya devlet karıştığı için piyasada ki tüm tartışmalar kadınlarla erkek siyasetçiler ya da yazarlar arasında dönmeye başladı.

En vahim tablo ise Ankara’nın medyatik başkanı Melih Gökçek’le Gizem Suyolcu adlı bir twitter kullanıcısı arasında geçti. Ankara’nın tüm sıkıntılarını çözen(!) Gökçek, twitter’ın özel mesaj mecrası DM’den kürtaj özgürlüğünü savunan Gizem’e “Sen çok mu kürtaj yaptırdın?” diye soruverdi. Gizem ise bu mesajın görüntüsünü alıp twitter camiasıyla konuyu paylaştı. Sen misin paylaşan? Gizem’i doğduğuna pişman eden süreç o an başladı... Gökçek kontrolsüz bir güçle Gizem’e saldırdı... Bu saldırıda ki en önemli aracı ise “adaletin sopasıydı”... Sonuç ne mi oldu?


..............................................

Kurtlarla dans zordur demiştik... Kuzu yenileceğini hemen anlar... Kurttan kaçış yoktur çünkü... Ya pes edecek ya da paramparça edilecektir... Kuzu ürkek gözlerle etrafına bakınır... Çevresindekilerin çok da samimi olmayan desteğine güvenemez... Yalnız hisseder kendini... Anlamıştır başına gelecek kıyameti ve o kıyamet koptuğu andaki muhtemel yalnızlığını... Derin bir üzüntü ve mahcubiyetle pes eder... Haklıyken özür diler...

Bu sadece bizim gördüğümüz, şahit olduğumuz bir vaka... Bildiğimiz ya da bilemediğimiz nice kadın mağduriyeti memleketin dört bir köşesinde yaşanmakta... Mahallede racon bozuldu bir kere... Artık bu saldırıların ardı arkası kesilmez...

Gitgide “Kuzuların Sessizliği” olur...

İstenen belki de budur... Derin bir sessizlik...Susturulmuş, sindirilmiş, baskılanmış kadınlar...

Kim bilir?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder