ADALET VE TECAVÜZ
N.Ç.,
B.G., Ö.D. ve en son Ö.Y.
Onları
sadece ad ve soyadlarının ilk harfleriyle tanıyoruz.
Yaşları
13. Kaderleri ortak. Henüz çocukluktan genç kızlığa geçerken, sokakta ip
atlamanın doyulmaz tadına varamadan tecavüze uğradılar.
Tecavüz
edenlerin sayısı neredeyse yaşlarının iki katı. Onlar henüz çocuktu. Çocukları
olan kocaman adamlar gözlerindeki yaşa bakmadılar. Acımadılar ve bunu yaparken
korkmadılar. Ne Allah’tan, ne yargıdan….
Korkmadılar
çünkü Mardin’de 32 kişinin tecavüzüne uğrayan N.Ç. için “kendi rızasıyla
birlikte olmuştur” kararı yargıtay tarafından onanmıştı. 3-5 yıl hapis
cezasıyla sıyrılmışlardı günahlarından. Öyle ya korkacak ne vardı! Bu kız
çocuklarının arkasında devlet yoktu, hukuk yoktu. Sahipsizdiler.
Bu
sahipsizliği farkeden, insan sıfatını yitirmiş mahluklar bir kız çocuğunun
hayatını karartmak için tereddüt dahi etmediler. Mardin’de, İzmir’de,
Sakarya’da, Gölcük’te ve haberi basına yansımayan ve belki de şu anda hala
tehditle tecavüze uğrayan nice kız çocuğunun sessiz çığlığını duyan olmadı. Ve
onlar devam ettiler yollarına. Arkalarına bile bakmadan.
Tecavüzcünün
belki yaşından, belki mevkisinden, belki tehditinden korkan kız çocuğu sustu.
Bazı hallerde annesi fark etti. Ama korktu, sustu. Komşu bir terslik olduğunu
anladı. Sustu. Tecavüzler başladığında dedikodu çarkı döndü. Kulaktan kulağa
yayıldı. Ama duyanlar sustu.
13
Yaşındaki kız çocuğuna baktılar belki kınayan gözlerle. “Onun da suçu vardır”.
“Ateş olmayan yerden duman çıkmaz”. “Kuyruk sallamıştır”. “Rızası vardır”.
“Çıkarı vardır”dediler. Ve küçük bir kız çocuğunun ruhunun paramparça olmasına
seyirci kaldılar. Sustular.
Susanların
hepsi ortak aslında tecavüze. Yaşananları bilip görmezden gelenlerin hepsi
sanık. Hepsi suçlu. Ama en başta bu insan müsvettelerine hak ettikleri cezayı
vermeyen sistem suçlu.
Gündemi
çok önemli mevzularımızı tartışmakla geçirirken, kararan yaşamlara karşı
duyarsızlaşıyoruz. Adaletin tecellisi geç kalıyor, yetersiz kalıyor. Aileden ve
Sosyal Politikalardan sorumlu bakanlığın uygulamaları, yaptırımları yetersiz
kalıyor. Yani devlet bir kız çocuğunu sahiplenemiyor. Hakkını onun adına
soramıyor.
Sahi
bize neler oluyor? Vicdanımızı nerede yitirdik? Bu kararları veren hakimler
rahat uyuyabiliyor mu?
Belki
tüm ülke gündemini sarsması gereken bir tecavüz haberi bir manşet, birkaç köşe
yazısıyla geçiştiriliyor. Kız çocuklarına tecavüzü, kadına şiddeti, çocuk
gelinleri genellikle yine kadınlar protesto ediyor. Ta ki yeni bir haber
gündeme düşene kadar. Sonra unutuluyor.
Artık
kadın-erkek demeden hepimiz isyan edelim bu gidişe. Ve belki de en çok
erkeklerin sesi çıksın bu sefer.
13
Yaşındaki bir kız çocuğunun hayatıysa mevzu bahis , gözlerimizi kaçırmayalım.
Sesimizi gür çıkaralım. Bir çıkaralım. Örgütlü ve toplumsal tepkilerin
karşılığını bulduğunu sosyal medyada ki T.C. eylemiyle gördük.
Şimdi
değil de ne zaman? Daha fazla kız çocuğu kurban olmadan.
Tecavüz
için ağırlaştırılmış hapis cezaları ve adalet için… İlgili bakanlığın bu
çocuklara sahip çıkması, hakkını, hesabını sorması için… Tek yürek olalım.
İnsanlık adına çok geç olmadan, bir olalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder