Gençlik
Kurultayı’nın ardından...
CHP’nin bir üyesi ve kurultay delegesi olarak kendi
kendime verdiğim bir sözüm var;
Yaklaşık 2 senedir, İzmir’in yerel gazeteleri Gazetem
Ege’de, Çeşme Güneşi’nde ve izmirport.com’da yazdığım yazılarda çıkış noktam
hep iktidar ve onun uygulamaları oldu. Mensubu olduğum CHP’nin iç meselelerine
hiç girmedim. Kendi kendime koyduğum bu kuralın tek bir nedeni vardı. Ben partili
olarak esas meselemizin, karşı devrimle ve onun acımasız yaptırımlarıyla
mücadele olduğuna inanıyordum. Ve partililik bilincinin de bunu gerektirdiğini
düşünenlerdenim. Şu anda aynı zamanda gercekgundem.com’da yazıyorum ve hala
aynı düşüncedeyim.
Gelin görün ki Cumhuriyet Halk Partisi’nin
geçtiğimiz Pazar günü gerçekleştirdiği Gençlik Kurultayı’nın ardından, gençlerin
devir teslim töreninin yer aldığı 4 dakikalık videoyu izleyince bu yazıyı
yazmaya karar verdim.
İtiraf etmeliyim ki çok duygulandım. Pırıl pırıl
iki genç kardeşimiz büyük olgunlukla açıklamalar yapıp görevlerini devir-teslim
etmişler. Öncelikle bu olgun tavırlarından ötürü ikisini de kutluyorum.
CHP’de Gençlik ve Kadın Kolları Kurultayları
yaklaşık 2 yıl süren sancılı ve emek yoğun bir süreçten sonra gerçekleşebildi. Genel
Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun göreve gelmesiyle birlikte oluşturulan
gençlik ve kadın Merkez Yönetim Kurullarıyla, uzun bir aradan sonra yapılacak
kurultayların hazırlığı başlamış oldu. Bu süreçte 3 farklı kurulda Kadın Kolları
MYK Üyesi olarak çalışma şansına sahip oldum. 2004 Yılından beri gerçekleşmeyen
kurultayı yapabilmek için önce Türkiye genelinde gençlik ve kadın kolları
örgütlenmesinin tamamlanması gerekiyordu. Bu önemli amaç için kurultaylara
hazırlık sürecinde bir çok arkadaşımızın yoğun emeği geçti.
2010-2012 Yılları arasında hem Gençlik Kolları’nda
hem Kadın Kolları’nda Genel Başkanlık yapmış ve MYK üyesi olarak görev alan tüm
yol arkadaşlarımız, Türkiye genelinde bizzat ziyaretlerde bulunarak bu
örgütlenmeyi tamamladılar. İşte tüm bu hazırlıkların ardından coşku dolu
kurultaylar gerçekleştirebildik. Ne mutlu bize!
Geçtiğimiz Pazar günü gerçekleşen Gençlik
Kurultayı’nda çıkan sonuç ne olursa olsun, önemli olan bundan sonra elele
verilerek yürütülecek mücadele olmalıdır. Neredeyse delegeden yarı yarıya oy
alan gençler bir elmenın iki yarısı olduklarını unutmamalıdır. Ve Gençlik
Kolları’na Genel Başkan seçilen arkadaşımız belki de en çok kendine oy
vermeyenleri bağrına basmalı, birleştirici olmalıdır.
Bizim gibi sosyal demokrat partiler için kongreler
ve kurultaylar demokrasinin kalbidir. Kim ne derse desin vazgeçilmezdir. Coşku
doludur. Umut doludur. Ama bu umudu yaşatmak da seçilenlerin asli görevidir.
Kongre ve kurultayların kaybedeni yok aslında.
Siyaset uzun bir yolculuk çünkü. Bazen kaybettim dediğiniz anda yeşermeye başlar.
Ve aslında önemli olan ortak amaçlar ve ideolojidir. Bizi bir arada tutan,
kendimizi CHP’ye ait hissettiren Atatürk’e ve onun ilkelerine ve çağdaş bir
Türkiye’ye duyduğumuz özlemdir. İşte bu özlem bize mücadele gücü verir. Ve
görev ve makam beklemeksizin hizmet aşkı verir.
Siyaset gönüllülük esasına dayanır. Özellikle de
yıllardır iktidar yüzü görmeyen CHP’de gönüllülük çok önemlidir. CHP’ye gönül
veren bir örgüt üyesinin iktidarın nimetlerinden faydalanma gibi bir imkanı
yoktur çünkü.
Aksine. Elinden verir, ailesinden verir,
zamanından verir, yüreğinden verir. İşte bu yüzden çok değerlidir emeği ve
yüreği. Yüreği kırılmamalı ve emekleri el üstünde tutulmalıdır.
Özellikle örgütümüzün geleceği, atar damarımız
olan gençlere bu hassasiyetle yaklaşmalıyız. CHP’ye gönül vermiş her gence kucak
açmalı, sahip çıkmalıyız. Gençler sadece broşür dağıtıp, bayrak asmak
istemiyorlar. Gençler siyaset yapmak istiyor. Ve yapmalılar.
Daha aydınlık yarınlar üniversitelerde ki kuvvetli
gençlik örgütlenmeleriyle mümkün olacaktır.
Bu doğrultuda ve bu özlemle Gençlik Kolları’nın
geçmiş dönem Genel Başkanı Emre Doğan’ı ve Genel Başkan İrfan İnanç Yıldız’ı
kutluyorum. Elbirliğiyle, işbirliğiyle, yürek yüreğe bu ceberrut iktidara karşı
mücadele etmelerini diliyorum. Ve tekrar ediyorum bu kurultayın kaybedeni
yoktur!
Delegelerin yüreğinin yarısı bir adayda, yarısı
diğer adaydadır. Şimdi vakit bir olma, diri olma vaktidir.
Yolunuz açık, başarılarınız daimi olsun...
NOT: Kendi kendime söz verdiğim için susuyorum. Yoksa gazeteci arkadaşım Barış
Yarkadaş’ın son yazısına istinaden kendisine yöneltmek istediğim bir çok soru
var. Ama tutuyorum kendimi. Şimdilik...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder