KURULUŞ
Kuva-yı Milliye mücadelesinin meşru zemine
oturtulması ve yeni bir devletin kurulmasının başlangıcı olarak kabul
edebileceğimiz Büyük Millet Meclisi’nin açılış günü; 23 Nisan 1920. Cumhuriyet
Devriminin ön hazırlığı olarak görebileceğimiz ilk meclisin açılışı, aynı
zamanda demokrasinin ve milli egemenliğin ilk tohumudur. İşte bu zorlu fakat
kutsal direnişi ve kuruluşu temsil eden milli bayramımız, Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramı tüm ulusumuza kutlu olsun.
Milli Bayramımızı kutladığımız bu hafta içerisinde
gönül hep güzellikler yazmak istiyor. Ama yaşadığımız gelişmeler bizi yine
karamsar yazılar yazmaya itiyor. Bu hafta basına düşen bir açıklamayı ürpererek
okudum. Evet, barış süreci kisvesi altında kutuplaştırılıyor ve
ayrıştırılıyorduk. Fakat BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak’ın, 21 Mart
Diyarbakır Nevruz mitinginden tam 1 ay sonra, Mardin’de Bahar Şenlikleri
kapanış konseri öncesi söyledikleri bu acı gerçeğin resmi ilanıydı.
Esefle okuduğum bu açıklamadan kısa bir bölümü
sizlerle paylaşmak isterim; “Kurtuluş sürecinin startını 21 Mart'ta Nevruz’da
verdik. Bu mücadeleyi bugüne kadar getirdik. Kürt halk önderiyle, devlet
müzakerelere başladı. Şimdi sıra bizde. Öyle görkemli serhıldanlar (başkaldırı)
yapmalıyız ki, sayın Öcalan'ın eli güçlensin. Öyle direnişler sergilemeliyiz
ki, anayasada Kürt halkının kimliği kabul edilsin. Anadilimizi, hakkımızı,
hukukumuzu anayasaya yazdırma zamanıdır"
Evet. Söyledikleri çok açık. Neyin karşılığında
PKK ateş kesti diyenlere cevaplar
aslında bu satırlarda gizli. Ulus olarak “kuruluşumuzu” kutladığımız bu önemli
günlerde “kurtuluşunu” kutlayanlar var demek ki. Ne yazık ki halkı temsilen
seçilen BDP vekilleri, terör örgütü liderine bağlılıklarıyla varlık
gösterebiliyorlar. Ve aslında Kürtlerin demokratik hak ve özgürlüklerinden
ziyade, terör örgütü liderinin bekası üzerine siyaset şekillendiriyorlar.
Yazık. O kadar zorluklarla ve elbirliğiyle
kurduğumuz bağı, halkın iradesi dışında bazı güç odaklarının ihtirasıyla
paramparça ediyoruz.
Toplumdaki sert kutuplaşma siyasete yansıyor ve
bu süreçte örtülü niyetler elde olmadan dilden dökülüveriyor.
BDP Temsilcisinin bu açıklamalarının Kürtlerin
genel düşüncesi olduğuna kesinlikle inanmıyorum. Diyarbakır’da, Mardin’de,
Batman’da, Şırnak’da rastgele çalacağımız bir kapıda karşımıza bu
duyduklarımızdan çok daha farklı dertleri olan vatandaşlarımız çıkacaktır.
Fakat ne yazık ki biz, İmralı-PKK-BDP üçgenine sıkıştık ve hareket edemiyoruz.
Meclisin kuruluşunu kutladığımız bu önemli
haftada temennim; telafisi mümkün olmayacak yollara girmememiz, birlik
içerisinde, kardeşce, emperyal güçlerden bağımsız, özgür ve güçlü bir Türkiye
olarak ilelebet payidar kalmamızdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder