Sol yanım...

7 Mayıs 2013 Salı

#BenideFazılSay


#BenideFazılSay


Evet, dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say’a twitter’a yazdığı bazı sözlerden ötürü 10 ay hapis cezası verildi. Bu cezaya karşın twitter da #BenideFazılSay hashtag’iyle tepkiler çığ gibi büyüdü. Halk tepkiliydi, aydınlar tepkiliydi, sanatçılar,siyasetçiler tepkiliydi. Hatta AB Komisyonu sözcüsü bile konuyla ilgili açıklama yaptı. Karar bir skandaldı çünkü.

Neden mi skandaldı? Anlatmaya çalışayım…

Bu meseleye yorum yapabilmek için öncelikle sosyal medyanın ruhunu, dilini iyi anlamak ve iyi okumak lazım. Türkiye’de 31 milyon Facebook kullanıcısı, 7.2 milyon twitter kullanıcısı var. Yani neredeyse her 3 kişiden birinin facebook hesabı var. Twitter’a biraz daha yabancı olduğumuz için facebook’tan yola çıkarak anlatacağım.

Facebook kullananlarınız biliyordur. Her gün onlarca paylaşımda bulunursunuz. Bunların önemli bir kısmı siyasi içeriklidir. Bir kişinin ya da kurumun aleyhinde doğru veya yanlış sorgulamadan, tek bir tuşa basarak paylaşırsınız. Ve geçer gider. Hergün onlarca gönderi okursunuz. Ve aslında bu gönderilerin önemli bir kısmı kişilik haklarına saldırıyı da içeren unsurlar taşır. Fakat sosyal medyanın yapısı gereği üzerinde durulacak bir mesele değildir. Zaten denetimi de neredeyse imkansız ve yersizdir. Geçersiniz.

Şimdi gelelim twitter’a. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki Twitter’ın Türkiye'deki kullanıcı sayısı 7.2 milyon. Bu kullanıcıların 5.3 milyonu aktif. Yani  bu rakam, son bir ay içinde en az bir tane tweet atan kullanıcı sayısını temsil ediyor.
Dünya genelinde ise her gün 175 milyon tweet atılıyor. Türkiye'de bir aylık süreçte her gün atılan tweet sayısı ise 1.7 milyon. Bu her saniye 20 tweet atıldığı anlamına geliyor. Sanıyorum tanımayanlar için biraz aydınlatıcı oldu. Yani twitter facebook’tan çok daha hızlı akan bir mecra.

Şimdi sosyal medyaya yönelik kısa bir bilgilendirmeden sonra gelelim mevzuya. Sıradan vatandaş Ahmet Bey tüm gün boyunca arzu ettiği kişiye arzu ettiği hakareti twitterdan yazıyor diyelim. Mesele olmuyor. Çünkü şikayet eden yok. Ama Fazıl Say gibi bir aydınımızı yazdıklarından ötürü şikayet ediyorlar.

Peki neden?

Aslında nedenini laikliği savunmasında, kendini ateist olarak tanımlamasında ya da düşüncelerini sivri kelimelerle ifade etmesinde bulmayın. Nedeni basit. Bağnaz ve karanlık zihniyet sanatçıyı ve aydını sevmez. Yok etmek ister. Paçasından tutup çekmek ister. Tahammül edemez. Bünyesinde tutamaz. Hırpalar. Örseler. Yok olsun ister. Lüzumsuzdur çünkü. Günahkardır.

İşte bu karanlık zihniyet ve onun uzantıları her gün milyonlarca tweet atılırken, Fazıl Say’ı hedef seçmiş ve şikayet etmiştir.

Şimdi biz dünyaca ünlü bir sanatçımıza hapis cezası verildiği için utanmalıyız. Ama en çok da onun kalbini kırdığımız için üzülmeliyiz. Bir Fazıl Say daha çıkarabileceğimizi bilemeden yapılan bu çirkinlikten utanmalıyız.

Ne yazık ki biz Nazım Hikmet’e yaptıklarımızdan hala ders alamamışız. Devam ediyoruz ısrarla. Sanatçılarımız kırmaya, yargılamaya devam ediyoruz. Pervasızca…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder