#BenideFazılSay
Evet,
dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say’a twitter’a yazdığı bazı sözlerden ötürü 10
ay hapis cezası verildi. Bu cezaya karşın twitter da #BenideFazılSay
hashtag’iyle tepkiler çığ gibi büyüdü. Halk tepkiliydi, aydınlar tepkiliydi,
sanatçılar,siyasetçiler tepkiliydi. Hatta AB Komisyonu sözcüsü bile konuyla
ilgili açıklama yaptı. Karar bir skandaldı çünkü.
Neden
mi skandaldı? Anlatmaya çalışayım…
Bu
meseleye yorum yapabilmek için öncelikle sosyal medyanın ruhunu, dilini iyi
anlamak ve iyi okumak lazım. Türkiye’de 31 milyon Facebook kullanıcısı, 7.2
milyon twitter kullanıcısı var. Yani neredeyse her 3 kişiden birinin facebook
hesabı var. Twitter’a biraz daha yabancı olduğumuz için facebook’tan yola
çıkarak anlatacağım.
Facebook
kullananlarınız biliyordur. Her gün onlarca paylaşımda bulunursunuz. Bunların
önemli bir kısmı siyasi içeriklidir. Bir kişinin ya da kurumun aleyhinde doğru
veya yanlış sorgulamadan, tek bir tuşa basarak paylaşırsınız. Ve geçer gider. Hergün
onlarca gönderi okursunuz. Ve aslında bu gönderilerin önemli bir kısmı kişilik
haklarına saldırıyı da içeren unsurlar taşır. Fakat sosyal medyanın yapısı
gereği üzerinde durulacak bir mesele değildir. Zaten denetimi de neredeyse
imkansız ve yersizdir. Geçersiniz.
Şimdi
gelelim twitter’a. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki Twitter’ın Türkiye'deki
kullanıcı sayısı 7.2 milyon. Bu kullanıcıların 5.3 milyonu aktif. Yani bu rakam, son bir ay içinde en az bir
tane tweet atan kullanıcı sayısını temsil ediyor.
Dünya genelinde ise her gün
175 milyon tweet atılıyor. Türkiye'de bir aylık süreçte her gün atılan tweet
sayısı ise 1.7 milyon. Bu her saniye 20 tweet atıldığı anlamına geliyor.
Sanıyorum tanımayanlar için biraz aydınlatıcı oldu. Yani twitter facebook’tan
çok daha hızlı akan bir mecra.
Şimdi sosyal medyaya yönelik kısa bir
bilgilendirmeden sonra gelelim mevzuya. Sıradan vatandaş Ahmet Bey tüm gün
boyunca arzu ettiği kişiye arzu ettiği hakareti twitterdan yazıyor diyelim.
Mesele olmuyor. Çünkü şikayet eden yok. Ama Fazıl Say gibi bir aydınımızı
yazdıklarından ötürü şikayet ediyorlar.
Peki neden?
Aslında nedenini laikliği savunmasında, kendini
ateist olarak tanımlamasında ya da düşüncelerini sivri kelimelerle ifade
etmesinde bulmayın. Nedeni basit. Bağnaz ve karanlık zihniyet sanatçıyı ve
aydını sevmez. Yok etmek ister. Paçasından tutup çekmek ister. Tahammül edemez.
Bünyesinde tutamaz. Hırpalar. Örseler. Yok olsun ister. Lüzumsuzdur çünkü.
Günahkardır.
İşte bu karanlık zihniyet ve onun uzantıları her
gün milyonlarca tweet atılırken, Fazıl Say’ı hedef seçmiş ve şikayet etmiştir.
Şimdi biz dünyaca ünlü bir sanatçımıza hapis cezası
verildiği için utanmalıyız. Ama en çok da onun kalbini kırdığımız için
üzülmeliyiz. Bir Fazıl Say daha çıkarabileceğimizi bilemeden yapılan bu
çirkinlikten utanmalıyız.
Ne yazık ki biz Nazım Hikmet’e yaptıklarımızdan
hala ders alamamışız. Devam ediyoruz ısrarla. Sanatçılarımız kırmaya,
yargılamaya devam ediyoruz. Pervasızca…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder