Sol yanım...

3 Temmuz 2013 Çarşamba

ARTIK YETER


ARTIK YETER

Gerçekten artık yeter! Gazetelerde okurken bile yüreğimizin kaldırmadığı çocuk tecavüzlerine artık dur demenin vakti geldi de geçiyor.

Basına yansıyan son tecavüz haberi aynen şöyle: “Mardin’de 14 yaşındaki bir erkek çocuk, 4 ay kaldığı özel yurttaki ilmihal hocasının tecavüzüne uğradığı ortaya çıktı.”

2012 Kasım’ından 2013 Mart’ına kadar öğretmeninin tecavüzüne uğramış yavrucak. Ailesine anlatamamış. Vicdansız tecavüzcüsünün tehditlerinden korkmuş ve tecavüzleri herkesten saklamış. Tecavüzün ertesi günlerinde okula gidemediği için devamsızlığı babasına iletilmiş de öyle çözülmüş bu alçak tecavüz sarmalı.

Sonradan ortaya çıkmış ki öğretmeni tarafından tecavüze uğrayan tek çocuk da değilmiş. Niceleri varmış… Tecavüzcü hoca H.K., Midyat Ağır Ceza Mahkemesi’nde “Nitelikli cinsel istismar ve darp suçundan” yargılanıyor şimdi. İkincisi 20 Haziran’da yapılan duruşma, 11 Temmuz’a ertelenmiş. Bu vaka Türkiye’deki nice çocuk ve kadın tecavüzünden sadece biri.

Peki artık tecavüz vakalarının önüne geçmek için ne yapmalıyız? Ya da kurumlar ve kişiler bu konuda yeterli çabayı gösteriyor mu?

İlk sorumlu ve yetkili kurum ilgili bakanlık. Aile ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Bakan Fatma Şahin tecavüz olayları karşısında gerekli müdahale ve yaptırımları bir kenara bırakın toplumun vicdanını rahatlatacak hamleleri dahi atamıyor. Bakan Şahin, Midyat’ta yaşanan olay sonrası twitter’dan 2 tweet atmış. Tweetler aşağıdaki gibi;

“1/ Şırnak'taki çocuğumuza tecavüz konusuyla ilgili @ailebakanligi Hukuk Müşavirliği olarak müdahil olmak amacıyla Mahkemeye başvuru yaptık.”

“2/ @ailebakanligi hukukçuları Midyat’a giderek konuyu yakından takip edecekler. Bakanlığımız üstüne düşeni en sonuna kadar yapacak.”

Elinizden gelen bu mudur Sayın Şahin? 14 Yaşındaki bir erkek çocuğunun tecavüze uğradığı, bu da yetmezmiş gibi yaşadıklarını tüm mahkeme önünde yanında pedagog ve sosyal hizmetler uzmanı olmaksızın anlatmak zorunda kaldığı  bir dram sonrası elinizden gelen bu mudur?

Yazık. Gerçekten yazık. İktidarın her türlü imkanı elinizin altında. Mecliste istediğiniz yasayı çıkarabiliyorsunuz. Yine de bu çocuk tecavüzlerinin önüne geçemiyor, önüne geçmeyi bırakın caydırıcı tedbirler daha alamıyorsunuz. Alamıyorsunuz ki cayan yok! Her geçen gün daha vahim olaylar gündeme geliyor.

Olay Midyat’ta geçince insanın aklına bölgenin milletvekilleri geliyor. Açıyorum TBMM’nin vekiller sayfasını bakıyorum Mardin milletvekillerine. TBMM sayfasında yazılış sırasıyla; Abdurrahim Akdağ (AKP) , Gönül Bekin Şahkulubey (AKP) , Erol Dora (BDP), Muammer Güler (AKP), Ahmet Türk (Bağımsız), Gülser Yıldırım (BDP).

Dikkatinizi çekmiştir. İçişleri Bakanı’nın milletvekili seçildiği il Mardin. Sanıyorum ki sözlerin tükendiği yerdeyiz...

Evet. Sayın milletvekilleri, milletin vekili olduğunuz ilde böyle bir dram yaşanıyor. Muhakkak haberiniz vardır bu olaydan... Peki 14 yaşındaki A.’nın mahkeme salonunda bu kadar sahipsiz kalmasına nasıl razı oldunuz? Vicdanınız nasıl rahat etti? Aklım almıyor doğrusu...

Bu tür tecavüz olaylarında ilgili bakanlık, bölge vekilleri, TBMM’deki ilgili komisyonlar, STK’lar ve bölge halkı elbirliğiyle gerekli tepkiyi vermeli ve gerekli yaptırımlar uygulanmalı. Bu tepki tüm ülke genelinde yankı bulmalı. 

Elbette ki barış süreci, Gezi direnişi ülke gündemi açısından çok önemli olaylar. Ama bu tecavüz olaylarını her gün gazeterde okuyup da kanıksamak kadar tehlikeli bir davranış yok. Bu çocukların hem devlet hem toplum tarafından sahiplendiğini ve korunduğunu gören ve karşılığında ağır cezalar alacağını bilen bir cani için, bu toplumsal baskı en azından caydırıcı bir unsur olacaktır.

Tecavüz Türkiye’de toplumsal bir yaradır. Acı, iç burkucu bir gerçektir. Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in bir soru önergesine verdiği yanıt acı gerçeği su yüzüne çıkarıyor. 2002-2008 yılları arasında toplamda 61 bin 469 tecavüz olayı yaşanmış. Bu olaylara 99 bin 792 kişi karışıyor. Rakam, vakaların çoğunun toplu tecavüz olayı olduğunu gösteriyor. Ne acı!

Küçücük çocukların tecavüze uğradığı ve mahkeme salonlarında sahipsiz kaldığı bir düzende insan sormadan edemiyor;

İktidar neredesin?

Meclis neredesin?

Adalet neredesin?

Vicdan neredesin?

Nerede?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder