İzmir’e
“ırkçı” mI dediniz?
“Irkçılığın
Başkenti İzmir”; Rasim Ozan Kütahyalı’nın Sabah gazetesindeki yazısının
başlığı. Yazının içeriği ise başlığa rahmet okutacak cinsten. Ve bir İzmirlinin
bu yazı dizisini tansiyonu yükselmeden okuması neredeyse imkansız.
Bir
şehrin tümüne “ırkçı” demenin matematiğini çözmem mümkün olmasa da İzmir’de
doğmuş ve büyümüş biri olarak duygularımı aktarmanın farz olduğuna karar
verdim.
AKP
İktidarı ve uzantılarının İzmir öfkesini aslında anlayabiliyorum. Yani bir
türlü alamadıkları bu nazlı kıza demediklerini bırakmıyorlar. Ne gavurluğumuz
kaldı, ne irfansızlığımız… Hatta vakti zamanında bir bakan “sümüklü” bile dedi
canım İzmir’e… Halbuki kendileri her tatil fırsatında koşar İzmir’e gelirler. Melteminden
vazgeçemezler güzel İzmir’in... Ama karşılıksız bir aşktır onların yaşadığı…O
yüzden hırçın bir aşık gibi çirkinleşirler…
Ama
İzmirlinin de bir sabrı var. Durmaksızın yapılan bu hakaretlere nereye kadar
tahammül edeceğiz?
Şimdi
Kütahyalı bizlere ırkçı diyor. Irkçı olmakla suçladığı İzmir’de yıllardır her
din ve etnik kökene mensup insan kardeşçe, dostça yaşamakta… Ben İzmir Saint
Joseph’e girdiğimde en yakın arkadaşlarım Fransız , İtalyan kökenlilerdi. Yani
İzmir’in vazgeçilmez parçası olan, en güzel rengini veren Levanten dostlarımız…
Benim ailem Girit’ten göçmüştü. Ama kimse için bunun bir önceliği yoktu.
Dosttuk, insandık.
İzmir’e
ırkçı mı demiş Kütahyalı? İnanın bir İzmirli olarak hiçbir zaman arkadaşlarımın
etnik kökenini, dinini sorgulamadım. Biz sadece hayatı olduğu gibi yaşıyorduk.
Farklılıklarımızın güzelliğinin tadına vararak… Ama kınamıyor, eleştirmiyor,
ötekileştirmiyorduk… Sadece yaşıyorduk. Hamursuz bayramında enfes matzaları
yiyor, paskalyada yumurta boyuyorduk. Herkes ibadetini istediği gibi
gerçekleştiriyor. Kimsenin kimseye bir zararı olmuyordu…
Etnik
köken meselesine gelirsek… Kütahyalı; İzmirli ya da İzmir’e göç etmiş Kürt ve
göçmen hemşehrilerimizin desteğini almayan bir adayın asla seçilemeyeceğini
bilemeyecek kadar İzmir cahili olmalı… Yazısında Kürtlere dair, İzmirlilerin
tutumlarıyla ilgili yaptığı tüm genellemeleri kendisine aynen iade ediyorum.
Münferit çıkışların dışında asla ve asla böyle bir faşizm İzmir’de yoktur.
Olması da imkansız, tabiatına aykırıdır.
Kütahyalı
bu gerçekleri bilmiyor mu? Bilmiyorsa İzmir’e çok yabancı demektir. Ama bence
biliyor. Örtülü niyeti başka… Yani aslında tüm yazısında vurgulamak istediği
İzmir’in kemik Atatürkçü ve Cumhuriyetçi yapısıdır. Asıl rahatsızlığı bundan
dolayı… Ve İzmir’in yıllardır sosyal demokratlar tarafından yönetilmesine
duyduğu öfkeyi, İzmirlilerin geneline ırkçı, kapalı, kısıtlayıcı diyerek
çıkarıyor.
Kütahyalı,
İzmir’de kadınların baskı altında yaşadığını iddia ediyor. İşin traji-komik
tarafı bunu İstanbulla kıyaslayarak söylüyor! Gerçekten hiç güleceğim yoktu…
İstanbul’da
kadınların baskı altında olmadığı, sokaklarda özgürce dolaşabildikleri kaç “kurtarılmış
bölge” kaldı bilemiyorum… Ama İzmirli bir kadın Kordon’da nasıl özgürce
dolaşabiliyorsa, Boğaziçi mahallesinde de çıkar dolaşır. Sokaklarında çocukların
özgürce oynadığı, gençlerin gençliklerini gönüllerince yaşadığı, kadınların
tercih ettikleri hayatı hiçbir müdahale olmadan rahatlıkla sürdürdüğü, her
etnik köken ve dinden insanın imbat rüzgarına aşık yaşadığı bir masal diyarıdır
İzmir…
Ve
sizin karanlık zihniyetinizin tüm çabaları nafiledir… Bu güzellik bozulmaz…
Biz İzmirliler Nevruz’da Kordon’a
çıkar ateşten atlarız, elele kolkola türküler söyleriz… Hıdrellez’de gönlümüzden geçenleri yazar
güllerin altına koyarız. Gün doğmadan Kordon’da buluşur denize atarız. Aynı
zamanda her türlü yasağa rağmen 29 Ekim’de 19 Mayıs’ta bayraklarımızı alır,
yürürüz güneşe doğru… Gönül gönüle, ayrışmadan, ayrıştırmadan…
Ve
evet tüm bu güzelliklerin bir arada barınmasının en önemli temeli Atatürkçü ve
Cumhuriyetçi oluşumuzdur. Kürt-Türk, Alevi-Sunni ayırmayız. Türkiye
Cumhuriyeti’nin bekası ve Mustafa Kemal’in devrimleri vazgeçilmezlerimizdir.
Özgürlüğümüz aldığımız nefes, demokrasi kalbimizdir.
Siz
bu yazıları yazarken iç sesiniz “dönüştüremediğimiz bir İzmir” kaldı diyorsa; bakın
o konuda haklısınız… İzmir hep çağdaş, hep demokrat kalacak.
Dönüştüremeyeceksiniz. Hiç şansınız yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder