Siyasette Stratejik Planlama
Yerel
seçimler yaklaştıkça aday adayları arasındaki tatlı rekabet de son sürat devam
ediyor. Çeşit çeşit afişler, çeşit çeşit sloganlar sosyal medyada her an
karşımıza çıkabiliyor. Sonuçta önemli olan bizlerin yani seçmenlerin aklında
kalanlar nelerdir onlara bakmak lazım… Yani bir adayla özdeşleştirdiğimiz özgün
ve iddialı bir proje var mı? Ya da bir adayın sloganı aklımızda yer etmiş mi?
Unutmamak gerekir ki yarattığınız değer müşterilerin/ paydaşların/ seçmenlerin
algıladığı kadardır.
Seçmene
ulaşmak, etkilemek zannedildiği kadar zor ve muğlak bir durum değil aslında.
Hatta analitik bir çözüm süreci bile denilebilir. Gerçek Gündem’e 24 Eylül
tarihinde yazdığım “Siyasette Farklılaşma Stratejileri” adlı yazımda “Gezi
Sonrası” dönemde uygulanması gereken siyasi stratejileri 3 ana başlıkta
toplamıştım: Bilimsel Siyaset, Etkin Sosyal Medya Kullanımı ve Eylemsellik.
Aslında
bu 3 adımla bir siyasal strateji planı oluşturup nasıl uygulanacağına dair
ipuçları vermeye çalışmıştım. Esas
çözümün, stratejik bir plan doğrultusunda çalışmak ve diğer adaylardan
farklılaşmanın yollarını bulmak olduğuna değinip, farklılaşmanın seçmenin
“algıladığı” ölçüde başarılı olabileceğiyle sonlandırmıştım yazımı…
Şimdi
genel çerçevesini çizdiğim bu farklılaşma stratejisi sürecinin ilk adımını
biraz açmak istiyorum. Bilimsel siyasetten kast ettiğimin, farazi ve alışıldık
siyasal söylemler yerine hitap ettiğiniz seçmene ve aday olduğunuz ilçeye
yönelik ayağı yere basan projeler sunmak olduğunu öncelikle vurgulamak isterim.
Adaylık veya aday adaylığı propaganda sürecinde “vaat edeceğiniz” projelerinizi
nasıl oluşturacağınıza dair kısa bir yol haritası çizebiliriz:
1) Öncelikle Amerika’yı yeniden
keşfetmenize gerek yok. Dünyada var olan başarılı belediyeleri araştırıp, adayı
olduğunuz il ya da ilçeye en benzeşen belediyenin uyguladığı projelerden
kıyaslayarak öğrenme (benchmarking) yoluna gidebilirsiniz.
2) Projelerinizi oluştururken
aday olduğunuz il/ilçe belediyesinin paydaşlarını göz önünde bulundurun. Yola
çıkış için size kolaylık sağlayacaktır.
Bir belediyenin paydaşı ne demek ve kimlerdir derseniz; paydaş sizin
projenizden olumlu ya da olumsuz, dolaylı ya da doğrudan etkilenecek kişiler,
kurumlar veya gruplardır. Yani vatandaşlar, kamu kurumları, sivil toplum
örgütleri, özel kuruluşlar, siyasal partiler, muhtarlar, eğitim kurumları,
üniversiteler gibi…
Belediyenin paydaşlarından bölgede ağırlığı olan bir kısmını temel
alarak proje üretmeye başlayabilirsiniz. Örnek vermek gerekirse ilçe sınırları
içinde üniversite olan Bornova Belediyesi adayları öğrencilere yönelik
projelere ağırlık verebilirken, çoğunlukla otellerin, turistik işletmelerin ve
yazlıkçıların yer aldığı Çeşme Belediyesi adayları temel projelerini bu
gruplara yönelik uygulayabilir.
3) Adaylığınız il veya ilçe
olsun, 3 ana 10 alt projeyle seçmenin karşısına çıkmalısınız. 3 temel projeniz
il veya ilçenin en temel problemine çözüm getirmeli (Örneğin İstanbul için
trafik, imar ve sosyal yaşam denilebilir.) Ancak bu projelere muhakkak bir
termin tarihi verilmelidir. “300 Günde ulaşımın %35’ini deniz yoluyla
sağlayacağız” gibi…
4) Pek tabi ki doğru projelerin
üretilmesi kadar bu projeleri etkili kanallarla seçmene iletmek de önemli…
Yazının başında da dediğim gibi siz seçmenin/paydaşların algıladığı ölçüde
“farklılık” ve “değer” yaratırsınız. Paydaşlar tarafından algılanmayan değer
-değer- değildir.
Bildiğiniz
üzere yerel seçimin dinamikleri genel seçimden çok farklı… Seçmenin iki seçim
arasındaki tercihlerini etkileyen bu farkı, ancak yetkin adaylar ve doğru
stratejilerle tanımlayabiliriz. Bu manada adayların omzundaki yük ağır…
Hafifletmenin yolu doğru planlama ve örgütlemeden geçiyor.
Dilerim
ki tüm aday adaylarının yolları açık, işleri planlı olsun. Sağlıcakla kalınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder