Sol yanım...

5 Kasım 2013 Salı

Siyasette Stratejik Planlama


Siyasette Stratejik Planlama

Yerel seçimler yaklaştıkça aday adayları arasındaki tatlı rekabet de son sürat devam ediyor. Çeşit çeşit afişler, çeşit çeşit sloganlar sosyal medyada her an karşımıza çıkabiliyor. Sonuçta önemli olan bizlerin yani seçmenlerin aklında kalanlar nelerdir onlara bakmak lazım… Yani bir adayla özdeşleştirdiğimiz özgün ve iddialı bir proje var mı? Ya da bir adayın sloganı aklımızda yer etmiş mi? Unutmamak gerekir ki yarattığınız değer müşterilerin/ paydaşların/ seçmenlerin algıladığı kadardır.

Seçmene ulaşmak, etkilemek zannedildiği kadar zor ve muğlak bir durum değil aslında. Hatta analitik bir çözüm süreci bile denilebilir. Gerçek Gündem’e 24 Eylül tarihinde yazdığım “Siyasette Farklılaşma Stratejileri” adlı yazımda “Gezi Sonrası” dönemde uygulanması gereken siyasi stratejileri 3 ana başlıkta toplamıştım: Bilimsel Siyaset, Etkin Sosyal Medya Kullanımı ve Eylemsellik.

Aslında bu 3 adımla bir siyasal strateji planı oluşturup nasıl uygulanacağına dair ipuçları  vermeye çalışmıştım. Esas çözümün, stratejik bir plan doğrultusunda çalışmak ve diğer adaylardan farklılaşmanın yollarını bulmak olduğuna değinip, farklılaşmanın seçmenin “algıladığı” ölçüde başarılı olabileceğiyle sonlandırmıştım yazımı…

Şimdi genel çerçevesini çizdiğim bu farklılaşma stratejisi sürecinin ilk adımını biraz açmak istiyorum. Bilimsel siyasetten kast ettiğimin, farazi ve alışıldık siyasal söylemler yerine hitap ettiğiniz seçmene ve aday olduğunuz ilçeye yönelik ayağı yere basan projeler sunmak olduğunu öncelikle vurgulamak isterim. Adaylık veya aday adaylığı propaganda sürecinde “vaat edeceğiniz” projelerinizi nasıl oluşturacağınıza dair kısa bir yol haritası çizebiliriz:

1)   Öncelikle Amerika’yı yeniden keşfetmenize gerek yok. Dünyada var olan başarılı belediyeleri araştırıp, adayı olduğunuz il ya da ilçeye en benzeşen belediyenin uyguladığı projelerden kıyaslayarak öğrenme (benchmarking) yoluna gidebilirsiniz.

2)   Projelerinizi oluştururken aday olduğunuz il/ilçe belediyesinin paydaşlarını göz önünde bulundurun. Yola çıkış için size kolaylık sağlayacaktır.

Bir belediyenin paydaşı ne demek ve kimlerdir derseniz; paydaş sizin projenizden olumlu ya da olumsuz, dolaylı ya da doğrudan etkilenecek kişiler, kurumlar veya gruplardır. Yani vatandaşlar, kamu kurumları, sivil toplum örgütleri, özel kuruluşlar, siyasal partiler, muhtarlar, eğitim kurumları, üniversiteler gibi…

Belediyenin paydaşlarından bölgede ağırlığı olan bir kısmını temel alarak proje üretmeye başlayabilirsiniz. Örnek vermek gerekirse ilçe sınırları içinde üniversite olan Bornova Belediyesi adayları öğrencilere yönelik projelere ağırlık verebilirken, çoğunlukla otellerin, turistik işletmelerin ve yazlıkçıların yer aldığı Çeşme Belediyesi adayları temel projelerini bu gruplara yönelik uygulayabilir.


3)   Adaylığınız il veya ilçe olsun, 3 ana 10 alt projeyle seçmenin karşısına çıkmalısınız. 3 temel projeniz il veya ilçenin en temel problemine çözüm getirmeli (Örneğin İstanbul için trafik, imar ve sosyal yaşam denilebilir.) Ancak bu projelere muhakkak bir termin tarihi verilmelidir. “300 Günde ulaşımın %35’ini deniz yoluyla sağlayacağız” gibi…

4)   Pek tabi ki doğru projelerin üretilmesi kadar bu projeleri etkili kanallarla seçmene iletmek de önemli… Yazının başında da dediğim gibi siz seçmenin/paydaşların algıladığı ölçüde “farklılık” ve “değer” yaratırsınız. Paydaşlar tarafından algılanmayan değer -değer- değildir.

Bildiğiniz üzere yerel seçimin dinamikleri genel seçimden çok farklı… Seçmenin iki seçim arasındaki tercihlerini etkileyen bu farkı, ancak yetkin adaylar ve doğru stratejilerle tanımlayabiliriz. Bu manada adayların omzundaki yük ağır… Hafifletmenin yolu doğru planlama ve örgütlemeden geçiyor.

Dilerim ki tüm aday adaylarının yolları açık, işleri planlı olsun. Sağlıcakla kalınız.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder