Sol yanım...

22 Şubat 2014 Cumartesi

Adieu Binali Yıldırım


Adieu Binali Yıldırım

Efendim aday olmak herkesin demokratik, anayasal hakkı… Hiç kimseye neden aday oluyorsun diye sormaya niyetimiz yok. Ama izin verirseniz bir İzmirli olarak “İzmir neden Binali Yıldırım tarafından yönetilemez?” sorusuna yanıt vermek istiyorum.

İlk neden; İzmir “kadın öncül” bir kenttir...

Öncelikle belirtmek isterim ki; Cahit Külebi boşa dememiş “İzmir’in denizi kız, kızı deniz… Sokakları hem kız hem deniz kokar” diye. Bu dizeler bir hakikatin yansımasıdır. Eğer ki bir cinsiyeti olsaydı şehirlerin, inanın ki İzmir “kadın” olurdu. Hem de yürekli, cesur, efe bir kadın…

İzmir’de sosyal yaşamının temel ögeleri kadınlardır. Önemli STK’ların liderleri kadınlardır. Kanaat önderleridir, belirleyici olanlardır. Yani İzmirli kadınlar sadece “kenttaş” değil, “karar merkezleridir”. Kadınların onaylamayacağı bir projenin yürümesi zordur. Kadınların beğenmediği mekanlar tutmaz. Sözün özü İzmir’de kadın-erkek eşittir ve hatta kadınların sözü daha önceliklidir. Şimdi sormak istiyorum; Boğaziçi Üniversitesi’nde gençler kızlı-erkekli oturdukları için okuyamayacağını düşünen Sayın Yıldırım İzmir’in bu yapısına nasıl uyum sağlayacak? Bu sorunun yanıtı bence Yıldırım’da da yok… Çünkü “kadın” öncelikli bir yapısı yok.

Peki ikinci neden olarak gelelim İzmirli olmaya…

İzmirli olmak nedir sizce? İzmir’de doğup büyümek mi? Yıllardır İzmir’de oturuyor olmak mı? Bence ikisi de kabuldür. Yeter ki İzmir’in dokusunu özümsemiş, kültürünü kabul etmiş olsun. Başka şehirlerde doğup büyüyen ama yıllar sonra İzmir’e yerleşenleri de bağrına basar İzmirli. Gönlü geniştir. Yargılamaz. Ve asla yargılanmasına da izin vermez. Özgürlüğü en büyük hasleti olmuş İzmirlinin dokusu, meşhur yasaklarıyla tanınan AKP iktidarını yerelde kabul eder mi?

Bu sorunun yanıtı da kısaca “Hayır” olur. AKP politikaları ve Sayın Yıldırım’ın kültürü ile İzmir arasında “doku uyuşmazlığı” var çünkü... Dolayısıyla İzmir ve Yıldırım buluşması mutsuz bir sonla bitecektir.

Şimdi gelelim AKP’lilerin en önemli argümanlarına; Yerelde halka hizmet getireceklerini savunuyorlar. İktidarın getirdiği güçle vaadlerde bulunuyorlar; Yollar, geçitler, alt yapı çözümleri vs… Evet, ne yalan söyleyeyim işin içine “büyük ihaleler” girdi mi iyi “iş” çıkarıyor AKP’liler… Bakınız İstanbul’a… Şehrin hemen hemen her yeri devasa AVM’ler ve gökdelenlerle kaplı… Şehrin silüeti neredeyse yok oldu. Tarihi dokusu tamamıyla bozuldu.

Peki “şehir” demek gökdelenler, AVM’ler, yollar, üst geçitler demek midir?

Bu sorunun yanıtını en iyi İzmirliler bilir. İzmirli için “şehir” demek özgürce yaşam demektir. Meydanlarınla binlerce gencin kolkola sevda türküleri söylemesi demektir. Aldığınız her nefeste hissettiğiniz “paydaşlık” duygusudur. O kente ait olmak, ait hissetmektir. İstediğiniz saatte sokağa çıkabileceğinizi bilmek ve yaşam tarzınızı güvende hissetmektir.

İstanbul ve Ankara’da yaptıklarınız İzmir’de yapacaklarınızın teminatı ise Sayın Yıldırım, olası bir yerel iktidarınızda Kordon’dan İnciraltı’na uzanan sahil şeridinde ve Karşıyaka-Bayraklı sahilinde yükselmesi muhtemel gökdelenler canlanıyor gözümün önünde…

Kentin göbeğinde açılmış devasa AVM’ler görünüyor sizin iktidarınızın ufkunda… Güzelim Çeşme ve Urla’nın henüz insan yüzü görmemiş koylarının rant için imara açılacağı garanti gözüküyor. Ve yaptıklarınız yapacaklarınızın garantisi ise Kordon’daki ve kentin tüm kıyı şeridindeki mekanlara getireceğiniz içki yasakları sabırsızlıkla bekliyor gülen yüzünüzün ardında…

Ve belli bir saatten sonra caddelerinde yürünemeyen bir İzmir bekliyor pusuda… Yani o nazlı güzel kızın yüzünü soldurmaya geleceğinizi biliyoruz Sayın Yıldırım… Görüyoruz gelen karanlığı… O yüzden istemiyoruz sizi ve yasakçı-rantçı iktidarınızı…

Ve tüm bu olası İzmir tablosunu düşündükçe; Seçime kadar misafirimiz olun ama sonrasında İzmir’i bize, yani gerçek İzmirlilere bırakıp gidin demek düşüyor bizlere… İzmir’in ruhunu yok edecek örtülü niyetlerinizi de alın gidin şehrimizden… Günahıyla sevabıyla mutluyuz biz İzmir’imizden…

Yani sözün özü, sizin hiç tanımadığınız levanten arkadaşlarımızın tabiriyle;

“Adieu Binali Yıldırım… Adieu.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder