Kadere
isyan...
Kader Erten bir çocuk… Genç kızlığa henüz geçen 14
yaşında bir kız çocuğu… Onu gözümüzde canlandırmamız ise ancak otopsi
raporundaki bu cümleyle mümkün oluyor: "148 santimetre boyunda, 15-16
yaşlarında ve 50-60 kilogram ağırlığında bir kız çocuğu"…
12 yaşında evlendirilen, 13'ünde anne olan ve
evinde av tüfeğiyle vurulmuş halde bulunan 14 yaşındaki Kader Erten’in hikayesi
Türkiye’de sayısı 181.000’i geçen çocuk gelinlerin dramını yeniden hatırlatıyor
bizlere…
Kader’in ölümü yeniden tetikliyor toplumun vicdanını,
kadın yüreğini, ana yüreğini… Eylemler başlıyor yine sokaklarda… Kadınlar isyan
ediyor “Çocuk geline hayır!”… Acaba bu isyanın sesi Pervari’ye ulaşıyor mu?
Peki ya Midyat’a? Muş’a? Ya meclise? İktidara? İlgili bakana? Sanmıyorum… Töre
denilen çelikten kapı ne açılıyor ne bükülüyor. Zaten bu yaraya devlet de
dokunmuyor. Dokunsa, 18 yaşından küçük kızını evlendirmek için izin davası açan
ailelerin sayısında bir önceki yıla göre %94,2 artış olur muydu? Olmazdı. Bu eylemlerin daha çok ses getirmesi
için siyasal ve bölgesel destek şart.
Yani sonuçta bahtsız Kader’i ve akranlarını ne
devlet koruyor, ne aileleri. Doğu ve Güneydoğu’da ağırlığı olan BDP yetkilileri
ise bölgedeki aşiretleri karşılarına almamak için bu konularda öncü olmuyor.
Göstermelik birkaç girişim dışında sessizliğe boğuluyorlar. Devletle elele
başlarını kuma gömüyorlar adeta…
“Töre”
aslında bölgedeki birçok kadın sorununun temelini oluşturuyor. Araştırmalar
gösteriyor ki göçebelik döneminde aşiretler, töresini kaybettiğinde yok
olacaklarına inanmışlardır. Yani “töre” aşiretler için ölüm kalım meselesi
(kongar.org). Dolayısıyla aslında töre bahanesiyle ortaya çıkan kadın
cinayetleri ve çocuk gelinler feodal yapının bir sonucu.
Akraba
evlilikleri de Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde ağırlıklı olarak karşımıza çıkan
bir sorun. TUİK’e göre, akraba evliliği yapanların oranı Güneydoğu Anadolu
Bölgesi’nde %40 iken Batı Marmara’da %4.8’e düşüyor. Yani Güneydoğu Anadolu
Bölgesi’nde iki kadından biri akraba evliliği yapıyor. Peki ya Türkiye’de kadın
intiharlarının en çok 15-24 yaş arasında ve %50 oranında da “bilinmeyen”
nedenlerle olduğunu biliyor muydunuz?
Ne acıdır ki içimiz kan ağlayarak
izlediğimiz/okuduğumuz Kader’in öyküsü artık devlette yankı bulmuyor. Bölgedeki
feodal yapıyı karşısına almak istemeyen devlet ve siyasi otoriteler bu gidişata
yasal düzenlemeyle bir günde dur diyebilecekken seyirci kalıyor…
Siyasi çıkarları için kadınların ezilmesine göz
yumanlar, Kürt sorunu için çare olacaklarını dile getiriyorlar. Hadi canım!
İktidarın yüreği yetiyorsa töre cinayetleri ve
çocuk gelinler için gerekli yasal düzenlemeleri yapmalıdır. Acilen. Yok, biz o
meseleye hiç dokunmayalım, ne gerek var, kadınların söz hakkı zaten yok, seçmen
olan feodal yapıyı niye karşımıza alalım diyorlarsa bilsinler ki öldürülen her
kadının vebali boyunlarınadır. Torba yasayla istedikleri düzenlemeyi bir gecede
yapanlar, çocuk gelinlerle ilgili gerekli yasaları çıkarmadıkça elleri
kanlıdır.
Bu arada ASP Bakanı Ayşenur İslam görevi
Fatma Şahin'den devralırken "Çocukların çoçuklarımdır" demiş.
Bir çocuğunuz öldürüldü Sayın İslam… Haberiniz
var mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder