Sol yanım...

22 Şubat 2014 Cumartesi

Kadere isyan...


Kadere isyan...

Kader Erten bir çocuk… Genç kızlığa henüz geçen 14 yaşında bir kız çocuğu… Onu gözümüzde canlandırmamız ise ancak otopsi raporundaki bu cümleyle mümkün oluyor: "148 santimetre boyunda, 15-16 yaşlarında ve 50-60 kilogram ağırlığında bir kız çocuğu"…
12 yaşında evlendirilen, 13'ünde anne olan ve evinde av tüfeğiyle vurulmuş halde bulunan 14 yaşındaki Kader Erten’in hikayesi Türkiye’de sayısı 181.000’i geçen çocuk gelinlerin dramını yeniden hatırlatıyor bizlere…

Kader’in ölümü yeniden tetikliyor toplumun vicdanını, kadın yüreğini, ana yüreğini… Eylemler başlıyor yine sokaklarda… Kadınlar isyan ediyor “Çocuk geline hayır!”… Acaba bu isyanın sesi Pervari’ye ulaşıyor mu? Peki ya Midyat’a? Muş’a? Ya meclise? İktidara? İlgili bakana? Sanmıyorum… Töre denilen çelikten kapı ne açılıyor ne bükülüyor. Zaten bu yaraya devlet de dokunmuyor. Dokunsa, 18 yaşından küçük kızını evlendirmek için izin davası açan ailelerin sayısında bir önceki yıla göre %94,2 artış  olur muydu? Olmazdı. Bu eylemlerin daha çok ses getirmesi için siyasal ve bölgesel destek şart.

Yani sonuçta bahtsız Kader’i ve akranlarını ne devlet koruyor, ne aileleri. Doğu ve Güneydoğu’da ağırlığı olan BDP yetkilileri ise bölgedeki aşiretleri karşılarına almamak için bu konularda öncü olmuyor. Göstermelik birkaç girişim dışında sessizliğe boğuluyorlar. Devletle elele başlarını kuma gömüyorlar adeta…

“Töre” aslında bölgedeki birçok kadın sorununun temelini oluşturuyor. Araştırmalar gösteriyor ki göçebelik döneminde aşiretler, töresini kaybettiğinde yok olacaklarına inanmışlardır. Yani “töre” aşiretler için ölüm kalım meselesi (kongar.org). Dolayısıyla aslında töre bahanesiyle ortaya çıkan kadın cinayetleri ve çocuk gelinler feodal yapının bir sonucu.

Akraba evlilikleri de Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde ağırlıklı olarak karşımıza çıkan bir sorun. TUİK’e göre, akraba evliliği yapanların oranı Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde %40 iken Batı Marmara’da %4.8’e düşüyor. Yani Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde iki kadından biri akraba evliliği yapıyor. Peki ya Türkiye’de kadın intiharlarının en çok 15-24 yaş arasında ve %50 oranında da “bilinmeyen” nedenlerle olduğunu biliyor muydunuz?

Ne acıdır ki içimiz kan ağlayarak izlediğimiz/okuduğumuz Kader’in öyküsü artık devlette yankı bulmuyor. Bölgedeki feodal yapıyı karşısına almak istemeyen devlet ve siyasi otoriteler bu gidişata yasal düzenlemeyle bir günde dur diyebilecekken seyirci kalıyor…

Siyasi çıkarları için kadınların ezilmesine göz yumanlar, Kürt sorunu için çare olacaklarını dile getiriyorlar. Hadi canım!

İktidarın yüreği yetiyorsa töre cinayetleri ve çocuk gelinler için gerekli yasal düzenlemeleri yapmalıdır. Acilen. Yok, biz o meseleye hiç dokunmayalım, ne gerek var, kadınların söz hakkı zaten yok, seçmen olan feodal yapıyı niye karşımıza alalım diyorlarsa bilsinler ki öldürülen her kadının vebali boyunlarınadır. Torba yasayla istedikleri düzenlemeyi bir gecede yapanlar, çocuk gelinlerle ilgili gerekli yasaları çıkarmadıkça elleri kanlıdır.

Bu arada ASP Bakanı Ayşenur İslam görevi Fatma Şahin'den devralırken "Çocukların çoçuklarımdır" demiş.

Bir çocuğunuz öldürüldü Sayın İslam… Haberiniz var mı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder