ABD’de çekilen ve Hz.
Muhammed hakkında hakaret ifadeleri içeren “Müslümanların Masumiyeti” filmine
yönelik protestolar gitgide artıyor. Bu filme tepki olarak Libya’daki ABD
Büyükelçisi ve beraberindeki 4 görevli Bingazi’de öldürüldü. Sanıyorum ki
Amerika gibi plansız tek bir adım atmayan bir ülkenin, tepki göreceğini bile
bile bu filmin çekilmesine izin vermesini tesadüf olarak karşılamayacaksınız.
İslam dünyasının bu konudaki hassasiyeti malum. Geçmiş zamanda çizilen bir
karikatür de benzer tepkilere neden olmuştu. Aslında peygamberler konusundaki
bu hassasiyet sadece islamiyette yok. Koyu bir katolik olduğu bilinen Mel
Gibson’un önüne sunulan fırsatlar ve haç yaktığı video klibinden ötürü Papa
tarafından afaroz edilen Madonna hala hafızalarımızda… Dini meselelerle ilgili
çekilen bu filmler, çizilen karikatürler devletler arasında kriz yaratacak
kadar önemli. Bu son yaşananlarda bunu tasdikliyor.. ABD Başkanı Obama bu
saldırının karşılıksız kalmayacağını açıkladı.
Amerika seçimlere
giderken yaratılmak istenen bu krizden kim karlı çıkacak? 6 Kasım’da yapılması
beklenen seçimlerde Obama’nın gönderilmesini isteyenler bu kirli oyunun bir
parçası olabilir mi? 21. Yüzyılın tekrar
“dinler savaşı” dönemi olacağı çoktandır öngörülen bir teoriydi. Bu
teorinin nasıl işlediği apaçık ortada. Bu tür bahanelerle Amerika müslüman
ağırlıklı ülkeleri “barış ve baharı getirmek” vaadiyle resmen işgal ediyor.
Sudan, Tunus, Bagladeş, Endonezya, Irak, Yemen, Mısır ve Suriye gibi ülkelerde
bu filme tepkiler çığ gibi büyüyor. Basına yansıyan son haber ise ABD Başkanı
Obama’nın Başbakan Tayyip Erdoğan’a islam alemini sakinleştirmesi için ricacı
olduğu. Obama’nın “seni seviyorum Michelle…” diyerek başladığı adaylık
konuşması sonrasında isteyeceği son şey seçime girmeden yeni bir savaşın içinde
olmaktır.
Gerçi ABD işgallerini “savaş” değil “barışı
getirmek” olarak değerlendiriyor. Ama işin iç yüzünün böyle olmadığını hepimiz
biliyoruz. AKP Hükümetinin Suriye politikasından anladığımız kadarıyla biz ABD
ve İsraille birlikte hareket ediyoruz. Peki dini taciz içeren filmlere
tepkisini iyi bildiğimiz Başbakan Erdoğan bu sefer de Obama’nın imdadına
yetişecek mi? Malum bizde de seçimler kapıda.
Tüm bu soruların
cevabını önümüzdeki günlerde yaşayıp göreceğiz. Şu çok açık bir gerçek ki ABD’nin
yaklaşan seçimlerinin sancısı sadece ABD’de yaşanmayacak. Artık Ortadoğu ile
organik bağı iyice kuvvetlenen ABD’nin tüm iç sancıları buralarda yankı
bulacak. Umuyoruz ki bu süreci insanlık adına daha az can kaybıyla
atlatabiliriz. Ama görünen o ki süreç kanlı işleyecek. Hiç istemesekte…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder