İktidar partisi büyük tantanayla, tüm tepkilere rağmen
4+4+4 kesintili eğitimi meclisten geçirdi. Komisyondaki itirazlar, halkın sokağa
dökülmesi, Türkiye genelinde yapılan eylemler kar etmedi. Yasa birçok eksiğiyle,
yangından mal kaçırılır gibi meclisten geçirildi. 8 Yıllık kesintisiz eğitimi
neden yok etmek istedikleri çok açık bir gerçekti: İmam Hatiplerin ve meslek
okullarının ortaokul kısmının önünü açmak. AKP’nin çevresinde pervane olan
milyonlarca muhafazakar varsayılan kitleye güvendiler. Sandılar ki sistem değişince
akın akın İmam Hatip kayıtları olacak, herkes o okullara hücum edecek. Ama sonuç
şaşırtıcı şekilde öyle olmadı.
Ülke genelinde gelen kayıt haberlerine bakınca birçok
okulda tek sınıf dahi dolduracak kayıda ulaşılamadığı görülüyor. İmam Hatip
Mezunları ve Mensupları Derneği'nin (ÖNDER) Genel Başkanı’nın yaptığı açıklamaya
göre hedefleri 60.000’e düşen öğrenci sayısını 1 milyona çıkarmak. Hem derneğin
hem hükümetin olağanüstü çabalarına rağmen son kayıt tarihi 17 Ağustos olan İmam
Hatiplerde istenen kayıt düzeyine ulaşılamadığı için süre uzatılmış. Kayıtlar
halen devam ediyormuş. Örneğin Bursa’da 24 imam Hatip ortaokulu için ayrılan
1200 kontenjanın 850’sinin dolduğu bilgisi Bursa İl Milli Eğitim Müdürü tarafından
verildi. Bir diğer haber ise Kastamonu’dan geldi. Merkez’de açılan 3 okulda
ancak bir sınıfı dolduracak kadar kayıt geldiği belirtiliyor.
İktidar 4+4+4 eğitim sistemine gelen tepkileri doğru
okuyamadı. Aslında tepki gösteren kesimin İmam Hatiplerle ya da meslek
liseleriyle bir kavgası yok. Aksine o kesim herkesin hür iradesiyle istediği
gibi yaşayabileceği bir Türkiye istiyor.
Burada itiraz başka. Çocuk belli bir yaşa gelip,
karar verebilecek güçteyken kendi iradesi ile istediği okula gidebilir. Ama siz
çocuğu hem 66 aylıkken okula başlatıp, 4. sınıfı bitirince de İmam Hatip’e kayıt
imkanı doğurunca, o çocuk henüz daha yavruyken iradesi dışında bir kararı
uygulamaya zorlanıyor. Benzer durum meslek ortaokulları içinde geçerli. İşte
tamda burada itiraz ediyoruz.
Bu itirazlar bilinçsiz ya da sadece ideolojik değil
aynı zamanda da bilimsel. Türk Tabibler Birliği Başkanı’nın “72 ay okula başlamak
için uygundur bundan dolayı 600 bin çocuğa sembolik olarak okula başlayamaz
raporu verme kararı aldık” demesi de kar etmiyor. Yani kısaca aslında birçok açığı
olan bir eğitim sistemi zorla uygulanmaya çalışılıyor.
Bu sistemin doğuracağı handikapları Eğitim
Sendikaları’da yana yakıla vurguluyor. Ama ne çare...
Sendikaları, bilim adamlarını, eğitimcileri,
velileri dinleyen yok.
Çocuklar mı? Onların zaten karar vermehakkı yok.
Koca bir hayatı yönlendirecek en önemli kararı onlar adına anneleri, babaları
hatta bazen aile büyükleri veriyor.
Tüm dünya eğitim konusunda reformlar yaparken, 12 yıllık
kesintisiz eğitime gidip, bölümsüz üniversitelerle disiplinler arası çalışmaların
yolunu açarken biz kısıtlıyoruz, engelliyoruz, geri adım atıyoruz.
Aklıma Nazım Hikmet’in dizeleri geliyor: “İnanın çocuklar...Güzel
günler göreceğiz, güneşli günler...”
İnanacaklar mı acaba ne dersiniz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder