Sol yanım...

15 Eylül 2012 Cumartesi

İZMİR RUHU



İzmir’in kurtuluşu 9 Eylül muhteşem bir coşkuyla kutlandı. Bayraklarını alan binler Gündoğdu Meydanına aktı. İzmirli olmaktan gurur duyduğum anlardan biriydi 9 Eylül. İzmir’in ruhunu hala anlayamayanlar, İzmirlinin hassasiyet gösterdiği değerleriyle hoyratça oynamaya çalışıyorlar. Tepki gördükçe daha da hırçınlaşıyorlar. En yakın örnek 9 Eylül’de İzmir Valiliğinde göndere bayrak çekme meselesidir. Mesele diyorum çünkü bu kadar olağan bir eylem “mesele” haline getirildi.

Şimdiye kadar iktidara birçok sağ parti geldi. Hiçbiri AKP kadar fütursuzca cumhuriyet kazanımlarıyla ve toplumun değişmez değer yargılarıyla oynamadı. İzmir bayrak çekme konusundaki tavrını çok net koydu. Karşı çıkamadılar, geri adım atıldı.

Peki acaba 2011 genel seçimlerinde “Seçim gecesi gözüm kulağım İzmir’de olacak” diyen başbakanın yerel seçimlere yönelik “İzmir planları” nelerdir? Yerel seçimlerin erken bir tarihe çekildiği ve geri sayımın başladığı bu günlerde İzmir’i tahrik etmesi muhtemel bu tür girişimlere neden giriyorlar?

Ben size sorumun cevabını vereyim: İzmir’i gözden çıkardılar. Evet yanlış okumadınız. Vazgeçtiler İzmir’den. İzmir’i yerelde alamayacaklarını gördükleri için daha da saldırganlaştılar. Yakın zamana kadar potansiyel aday olarak gösterilen Bakan Binali Yıldırım ve Ertuğrul Günay İzmir’den aday olmak istemiyor. Siyaset kulislerinde konuşulanlara göre Yıldırım İstanbul’u, Günay ise Antalya’yı istiyor. Bu durumda İzmir’e aday bulma derdindeler. Tüm bu gelişmelerin temelinde ise AKP’nin bir türlü İzmir ruhunu kavrayamaması yatıyor.

İzmirlinin tek derdi belediye hizmetleri değil. Elbette günlük yaşantılarını daha kolaylaştıracak hizmetleri almayı hepimiz istiyor, talep ediyoruz. Fakat bizim davamız başka. Bugüne kadar her zaman demokratik seçimler yapan, yeri geldiğinde ANAP’ı, yeri geldiğinde DYP’yi birinci parti çıkaran İzmirlinin kaygıları yaşam tarzlarına müdahale edilmesine yönelik. İzmirli siyasi çizgisini artık AKP karşıtı olarak belirliyor.

Genel seçimlerde orantısız bir şekilde harcanan o kadar paraya, belediyelere yargı kanalıyla yapılan baskılara, uçuk kaçık vaadlere ve iki bakanını aday göstermesine rağmen ancak 2. parti olabildiler.  Bir kesimin kulaktan kulağa yaymaya çalıştığı “büyükşehiri alacaklar” iddiası havada asılı kaldı. İzmir hayatının gerçekleri gösteriyor ki AKP’li bakanlar İzmir sokaklarında yürüyemiyorlar bile. Halkın tepkisi çok büyük. AKP İzmir’deki seçmeninin dokusunu dahi doğru okuyamadı. Onlara oy veren kesim sadece muhafazakarlar değildi. İş çevresinden, ekonomik durumu iyi olan ve çağdaş yaşayan çevreden de sadece “istikrar” bahanesiyle oy almıştı. Fakat... Fakatı çok önemli. Oy veren bu kesimin ortak paydası çağdaş, laik, Atatürk’e bağlı ulus devletin sürekliliğiydi. İşte AKP hükümeti tam da bu noktada İzmir’de kabul edilemeyecek hatalar yaptı. İşte son yaşadığımız 9 Eylül’deki uygulamaları, iktidarın İzmir seçmeninde zerre kadar kalmış son güvenini de silip süpürmüştür.

Zaten kendi içlerindeki parçalanmanın ayak sesleri gümbür gümbür gelirken, İzmir’i tek hamlede gözden çıkarıvermiş oldular. İzmirli tutkuyla bağlı olduğu değerlerinden asla vazgeçmez. İktidarın tüm nimetlerini İzmir’e yığdıracağını bilse dahi, burnunda tüten bağımsızlık aşkıyla yine oyunu CHP’ye verir. Parayla satın alamayacağımız tek şey özgürlüğümüzdür. İzmirli bunu iyi bilir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder