Sol yanım...

27 Kasım 2012 Salı

AH VALİM




Bizim valiler bir başkadır doğrusu. Görevleri icabı çoğu kez iktidarın izlediği yola ayak uydurmak zorundadırlar. Arada bazı radikaller çıkar, onlarda efsane olur zaten gönüllerde. Kürt sorunu meselesinde bazı valilerimiz birbirinden seçkin açıklamalar yaptılar. En son Siirt valimiz Öğretmenler Gününde :  "Bugün bir çocuğun dağa çıkması bizleri derin bir şekilde üzüyor. Allah korusun bir çocuk dağa çıktığı zaman bunun vebalini yüreğinizde hissetmeniz lazım. O çocuğa ben bir şeyler verseydim o çocuk dağa çıkmazdı demeniz lazım. Bu konuda bizimde suçumuz var, müdüründe suçu var, öğretmeninde suçu var” demiş. Gazetelerde bu açıklamayı “ezber bozan” diye tanımlamış. Hangi ezber bozuldu anlayamadım? Bir doğu ili valisi, hükümetin Kürt açılımı istikametinde devletin öğretmenini, çocukların dağa çıkmasında suçlu buluyor. Bana sorarsanız konjonktüre çok uygun bir açıklama.  Ezber bozduğu filan yok. Ezber bozmak istiyorsanız bu açıklamayı batıda yapacaksınız. Yapabiliyorsanız eğer... Sayın vali haksız değil elbet. Dağa çıkan her çocukta birilerinin suçu var.  Ama bu suçlular kesinlikle öğretmenler değil. Bir çok doğu ilinde öğretmenlerin hangi koşullarda görev yaptığı ortada. Sırf atanabilmek için eşini,evladını başka bir şehirde bırakıp görev için doğu illerinin köylerine, bucaklarına gelen emekçi öğretmenlerimizi bu şekilde suçlamak, hemde öğretmenler gününde akla mantığa sığmıyor.  

Sırf birilerine sempatik görünmek için sıkıntılar içerisinde görev yapan öğretmenleri mesul tutmak vicdansızlık. Hani başbakan son günlerde Muhteşem Yüzyıl dizisine kafayı taktı ya aslında dönüp bakmamız gereken içinde bulunduğumuz yüzyıldır. 21. Yüzyıl Türkiye’sinde memurların emeklilerin durumu nedir önce ona bakmamız lazım. Bugün çocukların dağa çıkmasında suçlu bulunan(!) öğretmenlerimizin ortalama aylık geliri 1.750 TL’dir. Öğretmenlerimizin %35’i haciz sorunuyla uğraşıyor. 39 Öğretmen atanamadığı için intihar etmiş. Milli Eğitim Bakanlığı'nın şu anda 55 bin, önümüzdeki birkaç yıllık süreçte de toplam 126 bin öğretmen ihtiyacı var. Ama şu anda 264 bin üniversiteyi bitirmiş ve öğretmen olabilecek aday, kadro bekliyor. Yani, bakanlığın ihtiyacının iki katı. Bu bir trajedidir. Tüm bu yoksunluklar içerisinde görev aşkı ve geçim derdiyle doğuya giden öğretmenlerde teröre teşvikle suçlanıyor. Kimse kusura bakmasın böyle ezber bozulmaz. Doğu illerinde terör mevzusunda tek sorumlu devleti kılmak ezberin ta kendisidir. Hemde yıldıran, yıkan bir ezber.

Elbette devletinde bu konuda hataları çoktur. Ama günahın büyük kısmını belli bir gruba yıkmak en basit tabirle adil değildir. Şimdi ben valimize sormak istiyorum: Tüm bu maddi manevi imkansızlıklar içerisinde görev yapan öğretmenlerimiz ne yapsınlar? Seslerini, dertlerini nasıl duyursunlar? Dağa mı çıksınlar? O zaman sizin gözünüzde mağdur olurlar mı Sayın vali?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder