Bizim valiler bir başkadır doğrusu. Görevleri
icabı çoğu kez iktidarın izlediği yola ayak uydurmak zorundadırlar. Arada bazı
radikaller çıkar, onlarda efsane olur zaten gönüllerde. Kürt sorunu meselesinde
bazı valilerimiz birbirinden seçkin açıklamalar yaptılar. En son Siirt valimiz
Öğretmenler Gününde : "Bugün bir çocuğun dağa çıkması bizleri
derin bir şekilde üzüyor. Allah korusun bir çocuk dağa çıktığı zaman bunun
vebalini yüreğinizde hissetmeniz lazım. O çocuğa ben bir şeyler verseydim o
çocuk dağa çıkmazdı demeniz lazım. Bu konuda bizimde suçumuz var, müdüründe suçu
var, öğretmeninde suçu var” demiş. Gazetelerde bu
açıklamayı “ezber bozan” diye tanımlamış. Hangi ezber bozuldu anlayamadım? Bir
doğu ili valisi, hükümetin Kürt açılımı istikametinde devletin öğretmenini,
çocukların dağa çıkmasında suçlu buluyor. Bana sorarsanız konjonktüre çok uygun
bir açıklama. Ezber bozduğu filan
yok. Ezber bozmak istiyorsanız bu açıklamayı batıda yapacaksınız.
Yapabiliyorsanız eğer... Sayın vali haksız değil elbet. Dağa çıkan her çocukta
birilerinin suçu var. Ama bu
suçlular kesinlikle öğretmenler değil. Bir çok doğu ilinde öğretmenlerin hangi
koşullarda görev yaptığı ortada. Sırf atanabilmek için eşini,evladını başka bir
şehirde bırakıp görev için doğu illerinin köylerine, bucaklarına gelen emekçi
öğretmenlerimizi bu şekilde suçlamak, hemde öğretmenler gününde akla mantığa
sığmıyor.
Sırf birilerine sempatik görünmek için sıkıntılar
içerisinde görev yapan öğretmenleri mesul tutmak vicdansızlık. Hani başbakan
son günlerde Muhteşem Yüzyıl dizisine kafayı taktı ya aslında dönüp bakmamız
gereken içinde bulunduğumuz yüzyıldır. 21. Yüzyıl Türkiye’sinde memurların
emeklilerin durumu nedir önce ona bakmamız lazım. Bugün çocukların dağa
çıkmasında suçlu bulunan(!) öğretmenlerimizin ortalama aylık geliri 1.750 TL’dir.
Öğretmenlerimizin %35’i haciz sorunuyla uğraşıyor. 39 Öğretmen atanamadığı için
intihar etmiş. Milli Eğitim
Bakanlığı'nın şu anda 55 bin, önümüzdeki birkaç yıllık süreçte de toplam 126
bin öğretmen ihtiyacı var. Ama şu anda 264 bin üniversiteyi bitirmiş ve
öğretmen olabilecek aday, kadro bekliyor. Yani, bakanlığın ihtiyacının iki
katı. Bu bir trajedidir. Tüm bu yoksunluklar içerisinde görev aşkı ve geçim
derdiyle doğuya giden öğretmenlerde teröre teşvikle suçlanıyor. Kimse kusura
bakmasın böyle ezber bozulmaz. Doğu illerinde terör mevzusunda tek sorumlu
devleti kılmak ezberin ta kendisidir. Hemde yıldıran, yıkan bir ezber.
Elbette devletinde bu
konuda hataları çoktur. Ama günahın büyük kısmını belli bir gruba yıkmak en
basit tabirle adil değildir. Şimdi ben valimize sormak istiyorum: Tüm bu maddi
manevi imkansızlıklar içerisinde görev yapan öğretmenlerimiz ne yapsınlar? Seslerini,
dertlerini nasıl duyursunlar? Dağa mı çıksınlar? O zaman sizin gözünüzde mağdur
olurlar mı Sayın vali?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder