Sol yanım...

6 Kasım 2012 Salı

KARAOĞLAN





Vefatından 5 ay evveldi. Eşinin ve korumalarının ısrarlarına rağmen "Fikirlerini paylaştığımız bir kişi. Gitmemiz gerek" diyerek Danıştay saldırısında yaşamını yitiren hâkim Mustafa Yücel Özbilgin'in cenaze törenine katıldı. O görüntüler hala hafızamdadır. Hastaydı. O yıllarda hatırlarsınız kimi gazeteler şer odaklarına aydınları hedef gösterirdi manşetlerinde… Danıştay saldırısıda onlardan biriydi. Bülent Ecevit nam-ı diğer “Karaoğlan”ın yüreği bu saldırıyı kaldırmamıştı. Her zaman ki cesur duruşuyla o cenazedede yerini aldı. Üzüntüye dayanamadı. Cenaze dönüşü arabada içi sıkıldı. Dondurma yemek istedi. Koruması "Terlediniz, yoruldunuz. Eve gittikten sonra alsak" derken, Ecevit "Kırk yılda bir canım dondurma istedi. Bir dondurmayı bana çok gördünüz" diyerek ısrar etti. Israrı karşılığını bulmuştu. Dondurmasını yedikten sonra eve gitti. Evde fenalaştı. Cenazeden üç saat sonra beyin kanaması geçirdi. Ve 5 ay sürecek sıkıntılı bir döneme girdi.

5 Kasım halkçı lider Bülent Ecevit’in ölüm yıldönümüydü. Hep birlikte onu ne kadar özlediğimizi idrak ettik. Belki birçok siyasetçi kendi iç hesaplaşmasını yaptı o gün. Ona yaşarken ihanet edenler, acımasızca eleştirenler… Bugün yaşadıklarımızla değerini daha iyi anlayanlar. Siyasi geçmişi hep dik duruşu ve halktan emekten yana tavrıyla doluydu Karaoğlan’ın. CHP 2. Genel Başkanı rahmetli İsmet İnönü’nün genel sekreterliğini yaptığı dönemde “Ortanın Solu” hareketiyle başlayan, 70’lerde sosyal demokrasiyle harmanlanan siyasi yolcuğu Kıbrıs Barış Harekatıyla taçlandı. Emperyalist güçleri dinlemezdi Karaoğlan. Gücünü köylüden, memurdan, emekçiden alırdı. Karaoğlan adını da Kars’ın Susuz ilçesinde yaşayan Şaşo Hala’dan almıştı. Hikayenin detayları Şaşo Halanın torunu gazeteci Barış Yarkadaş’ın “Hepsi Yaralar Sonuncusu Öldürür” isimli kitabında mevcut. 1972 Yılında Ecevit'i karşısında gören Şaşo Hala (Şahzade Şahin), CHP'nin yeni genel başkanı seçilen Bülent Ecevit'in boynuna sarılarak ''Kurtar bizi bu dertlerden ay Garaoğlan'' dedi. Böylece başladı Karaoğlan efsanesi.

Karaoğlan’ın Kıbrıs Barış Harekatı sonrası emperyalist güçlere kafa tutarken yaptığı tarihi milliyetçilik tanımı hala hafızalarımızdadır. “Biz Demirellerden, Türkeşlerden milliyetçilik dersi almayız.
Sevgili kardeşlerim;
Biz milliyetçiliği; sokak duvarlarına değil,
Kıbrıs’ın topraklarına,
Ege’nin deniz yataklarına yazmışız.
Biz milliyetçiliği batı anadolunun haşhaş tarlasına yazmışız” diyerek milyonların gönlünü yeniden fethetmişti Bülent Ecevit.

İşte ölüm yıldönümünde görsel ve sosyal medyada, açılışlarda, kabri başında sözleriyle, siyasi çizgisiyle böyle özlemle anıldı Karaoğlan. O yıllarda doğan erkek çocuklarına “Umut” adı verilirdi çokca. Umudun adıydı çünkü Ecevit. Ve umuda ihtiyacı vardı memleketin. Tıpkı bugünlerde olduğu gibi.

Bülent Ecevit siyasetçi olduğu gibi şairdi de aynı zamanda. “Uyum” adlı şiiriyle Karaoğlan’ı tekrar özlemle ve saygıyla anıyorum.

Boşluğa bulut buluta yağmur
Yağmura toprak ne güzel uymuş

Gündüze güneş güneşe tarla
Tarlaya başak ne güzel uymuş

Başağa buğday buğdaya insan
İnsana emek ne güzel uymuş

Emeğe eylem eyleme yürek
Yüreğe sevgi ne güzel uymuş.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder