
Yazımın başlığı “Esaretin Bedeli”ne gelince. Aslında
bir film adı. Hapishanede geçen ve izlenme rekorları kıran bir film... Nerden
mi aklıma geldi? Geçenlerde CHP Malatya milletvekili Veli Ağbaba, Manisa
milletvekili Özgür Özel’le birlikte cezaevlerine yaptığı ziyaretler sonucunda
hazırladıkları raporu İçişleri Komisyonuna sundu. Malatya vekili Veli Ağbaba,
Manisa vekili Özgür Özel’le birlikte yaklaşık 34 cezaevini ziyaret ettiler. Ve
buralarda gözlemlediklerini meclise sundular. Raporun içeriği ancak bir filmde rastlanabilecek
türden trajik tespitlerle dolu. Belli ki güzel memleketimizde kimileri esaretin
sefasını sürüyor(!), kimileri ise esaretin bedelini ödüyor.
Bu çarpıcı tespitlerden yürek burkanlarının arasında
İzmir Şakran cezaevinde 6 kadın mahkumun erkek gardiyanların önünde çırılçıplak
soyundurularak aranması geliyor. Bir diğer cezaevinde ise ziyarete gelen mahkum
yakınlarının eşlerinin, kızlarının iç çamaşırına kadar aranması var. Arama
esnasındaki muamelede cabası. İzmir milletvekilimiz Mustafa Balbay ağır tecrit
koşulları altında tutulurken bazı mahkumlara özel ilgi gösterildiği yazılmış
raporda. Ağbaba açıklamasında: “Bakın, Mustafa Balbay bizim gibi seçilmiş bir
milletvekili. Ağır tecrit uygulanıyor Mustafa Balbay’a. Sedat Peker diye bir
hükümlü var orada yatan. Sedat Peker’in özel bir görüşme odası var
milletvekillerinden daha lüks. Antetli kâğıtlara basılmış, kartları, özel
kalemi –yemin ediyorum- gidin görün” diye ekliyor.
Bir anne olarak beni bu yazıyı yazmaya sevk eden
ve bu rapordaki en korkunç tespit, Pozantı Cezaevi’nde 12 yaşındaki bir çocuğun
geceleri koridorları çınlatan çığlıkları. Ağbaba ve Özel cezaevinde bir çocuğa
sormuşlar, çocuk geceleri uyuyamıyoruz demiş. Tecavüz çığlıkları herkesin
korkulu rüyası olmuş.
Bayram ertesi bu korkunç gerçeklerden bahsedip
sizleri üzmek değil niyetim. Ama bu bayram herkesin bayramı. Cumhuriyet ve
demokrasi en çokda toplumun mağdur kesimleri için var. Bizim o yavrunun
çığlıklarını duymamız lazım. Bu raporlar sıradanlaştırılıp, geçiştirilmemeli.
Ortada bir insanın hayatı, geleceği mevzu bahis. Bu vesileylede şunu belirtmek
isterim. Milletvekillerinin olabildiğince halkla içiçe, onların sorunlarına
çözüm getirecek çalışmalarda yer almaları lazım. Bu aslında bir lüks değil bir
görevdir. Cezaevleri gerçeğini gözümüzün önüne seren Veli Ağbaba ve Özgür
Özel’e teşekkürler. Şimdi sıra İçişleri Bakanlığında. Umuyorum ki bu isyan
çığlıklarını duyar, gerekli iyileştirmeyi yaparlar. Umuyorum. Esaretin bedeli
bu kadar ağır olmamalı.